‘Emanetçi’ olmazsa
.
Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili herhangi bir soru işareti kalmadı. Kamuoyunun nabzı, seçimin sonucunu söylüyor. Kamuoyu seçim sonrasını söylemiyor, seçim sonrası için kamuoyuna bir şey de sorulmuyor.
AKP’nin de, genel kamuoyunun da esasen “emanetçi” durumuna olumlu bakmayacağına bilmek için fazla araştırmaya da gerek yok.
“Emanetçi” denildiği zaman herkesin hatırladığı, Turgut Özal’ın Çankaya’ya çıkarken yerine bıraktığı Yıldırım Akbulut. “Emanetçi” kelimesi de siyasi kişiliği kuvvetli olmayan ve bir üsttekinin, cumhurbaşkanının dediklerini harfiyen yerine getirmekle görevli bir başbakanı anlatıyor.
“Emanetçi” de sonuçta geçicidir, zaten iş tanımı olarak çok sınırlı ve kısıtlı bir alanı ifade eder.
“Geçiş dönemi” kavramı ise belli bir görev tanımı getirmektedir. Bu da partiyi, AKP’yi yeni yapılanmasına taşımaktır. Bir anlamda, görevleri asıl sahibine aktarana kadar “emanetçi”dir, ama genellikle kullandığımız anlamda bir “emanetçi” değildir.
Son olarak Başbakan Erdoğan’ın “emanetçi” durumuna uzak duracağını partisine aktardığı öğrenildi. Öğrendiğimiz kadarıyla bundan bir “geçiş dönemi de olmayacak” anlamını da çıkartılabilir.
Bunun Türkçesi şu oluyor: Erdoğan’dan sonra başbakanlık koltuğuna oturacak olan kişinin kalıcı olması, AKP kongresinde de genel başkan seçilmesi ve “yeni lider” olması hedefleniyor.
AKP’nin ve hükümetin tepesine bakarsak, bu tanıma uygun kişileri aradığımız zaman fazla isim de çıkmıyor.
Başbakan yardımcıları ve ekonomiden sorumlu bakan, yani AKP’nin A takımının tümü üç dönem kuralına takılmaktadır. Numan Kurtulmuş milletvekili değildir.
Şu andaki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de milletvekili olmadığı için başbakan adaylığı listesine girememektedir.
Geriye kalan isim Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’dur. Son günlerde Erdoğan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın adı da geçmeye başlamıştır.
Ahmet Davutoğlu veya Yalçın Akdoğan’ın başbakan olması bir sorun değildir. Atamayı cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yapacak, kurulacak hükümeti onaylayacak ve bu hükümet de Meclis’te güvenoyu alacaktır.
Ancak Eylül ayında AKP kongresi yapılacaktır. O günün başbakanı kongrede aday olabilir ya da olmayabilir ve “geçiş dönemi” başbakanlığını kendine yeterli bulabilir.
Kongrede başka aday veya adaylar çıkarsa, kongre sonucu ne olursa olsun farklı bir siyasi sürecin içine girilecektir.