Ders almama ısrarı
.
Ne sonuç vereceği önceden belli işleri yapmaya devam etmenin en terbiyeli tanımı, tecrübelerden ders alma niteliğine sahip olmamaktır.
Belki bu kez işe yarar diyerek aynı yanlışı tekrarlamanın dışında bir durum daha var. O da, tersi bir görüntü vererek, aslında olumsuz bir sonuç hedefliyor olmak...
BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının yaratacağı sonuçlar bellidir. Yirmi yıl kadar önce, Kürt milletvekilleri kendi kimlikleriyle girdikleri Meclis’ten enselerinden tutularak atıldığından beri böyle icraatlar hep aynı sonucu vermiştir.
Bu icraatların Kürtlerdeki yansıması, Meclis’te, merkez siyasette istenmedikleri kanaatinin yaygınlaşması olmuştur.
O kanaatin yaygınlaşması dolayısıyla silahlı mücadele dışında yol alınmadığında ısrar eden Kürt siyasetlerinin, PKK’nın canına can kattığını görmemek de Ankara’ya özgü bir körlük hâli olmaya devam ediyor.
Dokunulmazlığı kaldırılmak istenen vekillere yönelik asıl suçlama, bölgede ıssız olmayan bir yolda silahlarıyla dolaşan PKK militanlarıyla kucaklaşmadır.
Bu kucaklaşma, kuşkusuz gereksiz, anlamsız bir gösteridir. Bir faydası olamayacak, ama öfkeyi kabarttığından, barışçı çözüm için uğraşan herkesi de zor durumda bırakacak ve yasal siyaset yapanların barış istedikleriyle ilgili kuşkuları da besleyecek bir gösteridir.
Buna, dokunulmazlıklarını kaldırarak vekilleri içeri atmak üzere harekete geçmekle karşılık verildiğinde, zar zor oluşturulmuş birkaç “güven köşesi” de tekrar dağıtılmış oluyor.
Gerçek sonuçlar almanın yolunun “güven köşeleri”ni artırmaktan geçtiği ortadayken, bu köşelerin tahribinin açıklanması kolay değildir.
Dağdan indirme, silah bıraktırma gibi bir siyasi amaç varsa, bunun için “ovada siyaset” alanlarının bütün olumsuzluklara, bütün sabotajlara rağmen açık tutulması ve genişletilmesi şarttır. BDP’li birkaç vekilin tribün şovu bahanesiyle “esas siyaset” bir kez daha yaralanıyorsa Ankara’nın siyaseti daha da kuvvetli olarak sorgulanacaktır.
Hatta Ankara, batmış yöntemleri tekrar tekrar çekmeceden çıkardıkça “aslında ne istediği” sorusu da meşru bir soru olacaktır.