Derdimiz, gazetemizin yaşaması, güçlü yaşamasıdır
.
Vatan Haber
Vatan ve Milliyet’in, okurlarına iyi gazete sunmakta yaşadığı güçlükleri birkaç kez okurlarımıza ilettik. Geçen zaman içinde bu güçlükler azalmadı, arttı.
Derdimiz Vatan’ın ve Milliyet’in yaşaması; sadece yaşaması değil, birinin uzun birinin kısa süreli yayın tarihindeki gazetecilik başarılarını sürdürerek yaşamalarıdır.
Gazete kurmak, büyütmek, okur kazanmak zordur, ama gazeteyi zayıflatmak, öldürmek çok kolaydır. Şu anda ne yazık ki, “dededen gazeteci” olmakla övünen ve bu sayede “patron” unvanı taşıyan şahıs, hukuk oyunlarıyla gazetelerimizi öldürmeye çalışıyor.
Gazeteciliğin her alanı gibi gazete sahipliği de zor zanaattir. Gazete sahibi olmanın birinci koşulu da sahibi olduğun gazeteyi, gazeteleri sevmek ve onları yaşatmak, büyütmek için çalışmaktır.
Vatan ve Milliyet, Doğan Grubu’ndan DK Yayıncılık’a devredildikleri günden başlayarak, bu şirketin iki tarafından biri “yaşatmak-geliştirmek” yönünde, diğeri ise “yaralamak-öldürmek” yönünde davrandı.
Birinci amacı gazetelerini yaşatmak ve geliştirmek olan gazetecilerin de yaşatma ve geliştirme yönünde davranandan yana olmalarından daha doğal bir şey olamaz.
Bir gazetenin kayyum eliyle yönetilmesi zaten o gazeteye vurulmuş çok ağır bir darbedir. Her gün onlarca, yüzlerce önemli karar alınırken her önemli konuda bu işle ilgisi bulunmayan kişilerin ağzına bakarak gazete çıkarmak mümkün değildir.
Gazetenin nasıl çıkarıldığını bilmeyen, dolayısıyla gazete yönetmekte sıfır ehliyetli kişilere böyle bir sorumluluk verildiği zaman o gazeteler her gün ağır darbe yemeye mahkûm kalır.
Vatan ve Milliyet’te olan budur. Gazeteleri gazeteciler ve gazete sahipliğini kaldırabilen patronlar yönetir. Maliyecilere, hukukçulara gazete yönettirmek o insanlara da büyük kötülüktür, çünkü onlar da aldıkları kararların sonuçlarını bilecek tecrübe ve bilgiye sahip olmadıkları için durumun mağdurları haline gelirler.
Bu konuya karışmış-karıştırılmış herkese, dedesinin kurduğu gazeteyi öldürmeye çalışan kişi dâhil, yargıda çok uzak oldukları bir konuda karar vermek zorunda kalan hukukçular dâhil, ne yaptıklarını bilme ihtimali olmayan kayyumlar dâhil, çağrımız şudur: Vatan ve Milliyet’in yaşaması, güçlü olarak yaşaması için gazetecileri dinleyin.
Gazete öldürmenin vebali büyüktür.