Şampiy10
Magazin
Gündem

Davaların anası

.

ABONE OL
Vatan Haber

On yıl önce, on yıl bile değil, altı yedi yıl önce böyle bir davanın açılabileceğine, görülebileceğine ve mahkumiyetle sonuçlanacağına inanmak mümkün değildi.

Davaların “ana”sı açıldı, görüldü ve 12 Eylül 1980 darbesini yapanlardan hayatta olan iki emekli orgeneral müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Altı yedi yıl önce böyle bir davanın mümkün olduğuna inanmak bir yana, muvazzaf ve emekli askerler darbe planı, hazırlığı yapıyordu. Darbe olsun diye sokaklarda yürüyenler vardı.

Gerçekten bitmiş midir?

Başarısız darbe girişimleri yargılanıyor, ama başarılmış darbeler yargılanamaz diyenlerin duaları da tutmadı.

“Başarılmış” 12 Eylül darbesinin davası sonuçlandı, yine “başarılmış” 28 Şubat davası devam ediyor. 28 Şubat davasının yürümesiyle ilgili birçok kuşku var, ama bu dava da devam ediyor.

12 Eylül darbecilerini başka bir askeri mahkeme, olağanüstü bir mahkeme yargılamadı, sivil bir mahkeme yargıladı. Önce ağırlaştırılmış müebbet hapis verildi, sonra “iyi hal”den cezalar müebbet hapse çevrildi.

12 Eylül davasının böyle sonuçlanmasını, bu ülkede askeri müdahaleler, darbeler dönemi bitmiştir diye göreceğiz. Öyle göreceğiz, ama “gerçekten bitmiş midir” diye düşünürsek, bu ülkede hala darbe yoluyla, demokrasi dışı yollarla yönetimi değiştirmek isteyenlerin var olduğunu hatırlarsak yine içten içe kaygılar taşıdığımızı itiraf edeceğiz.

Yeni Anayasa olmadan...

12 Eylül darbesinin mahkum olmasının önemli bir sonucu vardır. Mahkum olmuş darbecilerin yaptığı 1982 Anayasası da bu mahkumiyet kararıyla “yok hükmünde” sayılmalıdır.

Darbeciler “Anayasal düzeni değiştirmek, anayasayı tebdil tağyir ve ilga” etmekten mahkum olduklarına göre, ilga ettikleri anayasanın yerine koydukları anayasa da suçun devamı niteliğindeki bir icraattır.

Anayasa yapmakla görevli ve yetkili olanlar yeni bir Anayasa yaparak, 1982 anayasasını yok etmeye hukuken mecburdurlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin medeni bir Anayasa yapması siyasi ve vicdani bir mecburiyetti, artık hukuki bir mecburiyet olduğuna göre harekete geçme sorumluluğu da Meclis Başkanı‘ndadır.

Medeni ve demokratik bir Anayasa’yla davaların anası da tam olarak sonuçlanmış olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Sertleşme mi normalleşme mi?
  2. 9 Temmuz, sonra 15 Temmuz, sonra da seçim mi?
  3. Yürüyüşün son gününden sonrası
  4. Şaşıracak bir şey yok, beklenen oldu
  5. Anlaşılan ekonomiden herkes memnun
  6. Negatif enerjiden kurtulmak
  7. Bundan sonra seçim hazırlığı
  8. Nazi krizinin devamı
  9. Yüz yıl önceki Kürdistan vaadi
  10. Bu yürüyüşün bir finali olacak

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.