Cezalar yüksek olmasaydı...
.
Ergenekon davasından, neredeyse herkesin kendi düşüncesine göre kararlar beklediği anlaşılıyor.
“Ulusalcı” kesime göre, davanın tümüyle “tertip” olduğunu savundukları için kararlar tümüyle beraat çıksa “adalet yerine gelmiş” olacaktı.
Bu kesim, dava konusu olaylar hiç olmamış gibi davrandıkları, konuştukları ve savaştıkları için tutarlı oldu; aynı şekilde tepki göstermeye de devam ettiler.
Bir kesim ise anlaşılan daha “makul” cezalar verilmesini ve olayın bu şekilde sona ermesini bekliyordu.
Mahkemenin verdiği cezaların, “darbeye tam teşebbüs”ün karşılığındaki en ağır cezalar olduğuna kuşku yoktur.
Yaşını başını almış kimselerin, emekli askerlerin adının karşısında yazan “müebbet” kelimesinin insani rahatsızlıklar yaratması da doğaldır.
Hukuk ne zaman bitti?
Bu listeyi okurken, insan olan herkes rahatsız olur, olmalıdır.
Ama cezaların ağırlığı karşısındaki vicdani ve duygusal tepkilerin “hukuk bitti”ye kadar vardırılması çok ayrı bir konu.
27 Mayıs’ta Yassıada’da hukuk bitti mi?
12 Mart’ın ve 12 Eylül’ün askeri mahkemelerinde hukuk nasıl var oldu? İşkence sanıklarının asla ceza almadıkları yıllarda hukuk ne kadar yaşıyordu?
28 Şubat’ta yüksek yargıya herkesin gözü önünde “ayar verilirken” hukuk neredeydi?
Hukuku bitiren, Ergenekon davası -cumhuriyet tarihinin ilk darbe davası mı oldu?
Cumhuriyet tarihinin ilk darbe davasında muhtelif yanlışlıklar yapıldığını görmek için hukukçu olmak gerekmiyor, ama hukukçu olmayanların kırk yıllık hukukçu gibi ayrıntılar üzerinden gönüllü avukatlar olması da hukuku ihya etmiyor.
Bu dava olmalı mıydı?
Ergenekon davası, olmazsa olmaz bir davaydı. Hukuk da bu dava görüldüğü için ölmedi. Dava sürecindeki hukuki eksiklikler ve yanlışlar için de Yargıtay var.
Davayla ilgili vicdani ve hukuki kanaatlerini açıklayan herkes lafa “bu davanın gerekli olup olmadığı”nı söyleyerek başlarsa siyasi kampanyanın uzantısı olmamış olur.
Birinci soru budur: Ergenekon davası olmalı mıydı olmamalı mıydı?
Haksızlığa uğradığına inandığımız kişiler için temyizin terazisinin daha hassas olmasını diliyoruz, bekliyoruz ki o soru üzerine daha açık düşünme imkânı olsun.