Cemaat’ten kalan
.
Fethullah Gülen Cemaati kendisine “Hizmet” adını vermişti. Eğitim merkezli faaliyetlerinde bir kusur bulunamıyor, dünyanın her yanında açtığı okulları gören herkes takdir ediyordu.
Cemaatin emniyet ve yargıda etkisini artırmasının yorumları da çok farklı oldu. Hrant Dink cinayetinin ardından, Cemaat mensubu oldukları söylenen bazı emniyet yetkililerinin tavırları ilk kuşkuları ve soruları yarattı.
Sonra MİT başkanını tutuklamaya, hatta Başbakan’a kadar uzaması öngörülen bir operasyon ortaya çıktı. Oslo’da PKK ile MİT’in yaptığı görüşmelerin tutanaklarının açıklanması da parmakların Cemaate yönelmesine yol açtı.
Oslo Cemaat’i rahatsız etti
Barış sürecinin altyapısı hazırlanırken PKK ile gizli görüşme yapılmış olması Cemaat’i rahatsız etmişti, Cemaat önderlerinin anladığı barış sürecinde bu görüşmeler “terörle işbirliği” anlamına geliyordu.
Sonra 17 Aralık’a gelindi ve binlerce insanın, başbakan, bakanlar ve MİT başkanı dahil olmak üzere dinlendiği ortaya çıktı.
Cemaatin emniyet, yargı ve medya kanatları açık bir iktidar mücadelesine girmişlerdi. Yargı ve emniyette Cemaat mensuplarının pozisyonlarını korumaya çalıştılar.
Sonunda 22 Temmuz operasyonuyla Cemaat’in emniyetteki önemli isimleri gözaltına alınmaya başlandı. Bunlara yönelik asıl suçlamanın, gizli dinlemelerle “casusluk” olduğu anlaşılıyor. MİT başkanına yönelik operasyon ve 17 Aralık düzenlemesiyle ilgili suçlamalar olup olmadığını fezlekeler ortaya çıkınca öğreneceğiz.
Gizli dinlemelerle elde edilenlerin bir kısmı 17 Aralık çatışması sırasında kullanıldı. Ama binlerce, on binlerce kişinin gizlice dinlendiğinden söz ediliyor. Bunlardan ne gibi “malzeme” sağlandığı da henüz bilinmiyor.
Savaşı neden başlattı?
Gülen Cemaati kendisine “hizmet” adını vermişti. Şimdi ise Cemaat’ten geriye kalan, birçok tarafı karanlıkta olan bir iktidar savaşının “kirli” icraatlarından başka bir şey değil.
22 Temmuz operasyonu, aslında oldukça “şeffaf” ilerledi. Haftalardır bu operasyondan bahsedildi. Operasyon gecesi bile erken saatlerde operasyonun yapılacağı herkesin malumuydu. Şimdi ise yine yaygın şekilde operasyonun “yargı” ayağından söz ediliyor.
Cemaat’ten geriye kalan emniyet ve yargıda iyi örgütlenmiş, başta devlet imkanları olmak üzere her imkanı kullanarak iktidar mücadelesi yapan bir “yapı”dan başka bir şey değildir. Ama bu “yapı”nın bu savaşı neden başlattığının da tam olarak teşhis edilmesi ve açıklanması şarttır.
Ergenekon ve çevresindeki yapılanmaların çözümlemesi de eksik kaldığı için Cemaat yapılanması ortaya çıktı. Bunun çözümlemesi de tam yapılmaz, siyasi dayanaklarının temelleri sarsılmazsa başka “gölge savaş”larının kapısı da tam kapanmaz.