Şampiy10
Magazin
Gündem

Bir tek amaç olabilir

.

ABONE OL
Vatan Haber

Bir eski genelkurmay başkanının tutuklanması ağır bir durumdur. 27 Mayıs 1960’ta darbe yapan askeri cunta, görevdeki genelkurmay başkanını tutuklamış ve yargılamıştı. Onun suçu görevdeki seçilmiş hükümetle birlikte çalışmak ve cunta faaliyetlerine karşı durmaktı.

Ergenekon davalarının başından beri ortada olan bir sorunun cevabı bu tutuklamayla verilmiş oluyor...

Ergenekon tabiriyle özetlenen örgütlenmeler içinde yer aldığı iddia edilen asker kişilerin ve emekli askerlerin, bu faaliyetleri “emir komuta zinciri” içinde mi yaptıkları sorusu soruluyordu. Davalar ilerledikçe “siyasete müdahale” ile başlayan faaliyetlerle suçlanan asker kişiler en tepeyi göstermeye başladılar. Bazıları çok açık olarak “en tepeden onay olmazsa bunların yapılmasının mümkün olmadığını” söyledi.

***


Emekli orgeneral Başbuğ’un tutuklanmasına yol açan faaliyetler çok yakın dönemi kapsıyor. Bu faaliyetlerin altında, sivillerin yani “sivil siyasilerin” devlet için her zaman bir tehlike oldukları; farklı düşünce sahiplerinin vatan haini olarak kayda geçirilmesi ve “gerektiği anda” bunlara karşı “gerekenin yapılması hak ve yetkisine sahip bulunulduğu” inancı yatıyor.

12 Eylülcülerin yargılanacağı davanın iddianamesinde “bazen” bu görevlerin yerine getirilmesi için “şartların olgunlaşmasının” beklenmediği ve bu oluşumun hızlandırılması yolunda faaliyetlerde bulunulduğu da anlatılıyor.

***


Emekli orgeneral Başbuğ’un tutuklanmasının ardından ortaya çıkan tepkilerin bazıları, toplumun bir kesiminde Silahlı Kuvvetler’in “ülkeyi kötü duruma düşüren sivil siyasilerin hizaya çekilmesi için her türlü faaliyette bulunma hakkına ve yetkisine sahip olması gerektiği” düşüncesinin hâlâ hüküm sürdüğünü gösteriyor.

Genelkurmay’da internet siteleri kurmak, bu sitelerde yalan haberler yayarak siyasi iktidarı zayıflatmak, vatan haini listeleri yayınlamak, düşünceleri beğenilmeyen kişileri tehdit etmek gibi faaliyetleri “meşru” görenler olması, demokrasi bilincimizin ne kadar gerilerde olduğunun delilidir.

Bu davaların tek amacı olabilir, olmalıdır: Demokrasinin bütün kurumlarıyla güçlenmesi ve hiç kimsenin demokrasiye müdahale etme, demokrasiyi geriletme; kendisini yargının, halk iradesinin üzerine koyma hakkına sahip olmadığı bilincinin toplumumuzun tüm bireylerinde yerleşmesi.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Sertleşme mi normalleşme mi?
  2. 9 Temmuz, sonra 15 Temmuz, sonra da seçim mi?
  3. Yürüyüşün son gününden sonrası
  4. Şaşıracak bir şey yok, beklenen oldu
  5. Anlaşılan ekonomiden herkes memnun
  6. Negatif enerjiden kurtulmak
  7. Bundan sonra seçim hazırlığı
  8. Nazi krizinin devamı
  9. Yüz yıl önceki Kürdistan vaadi
  10. Bu yürüyüşün bir finali olacak

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.