Bir siyaset dersi
.
İnternet yasasının, şu anda yürürlüğe girmiş hâliyle bir “sansür yasası” olduğuna kuşku yok. Bu konu ilk ortaya çıktığında, ilgili herkes eleştirdi, tepki gösterdi, bu şekilde yasalaşmasını istemediğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Gül, internet yasasını onayladı ve iki ana itiraz alanında düzeltme getiren yeni değişiklik de Hükümet tarafından bir torba yasanın içine konuldu.
İnternet yasasıyla ilgili yaşananlar, konuşulanlar, tartışma tarzları şu andaki ana sıkıntımızın aynası oldu.
Siyaseti en yüksek perdeden bağırmak, suçlamak, ölçüsüz suçlamak; her meseleye “çifte standart”la yaklaşmak olarak gören ve böyle yürütenler, alıştıkları gibi yaptılar.
Yasanın içinde, kişi haklarını korumaya yönelik unsurlar olup olmadığını tartışmak kimsenin derdi olmadı. Dert, yasayı tartışmak, sakıncalarını serinkanlı bir şekilde anlatmak ve Hükümet’i yanlıştan döndürmeye çalışmak değildi.
Şu anda siyaset ve siyasi tahlil yapılmıyor, kutuplaşmanın en sivri köşelerinde konumlanmış olanlar en yüksek perdeden bağırıyor, suçluyor, ölçüsüzce suçluyor.
Ölçüsüzlük öyle bir noktaya geldi ki, Başbakan Yüce Divan’a gitmekle tehdit ediliyor, 27 Mayıs benzetmeleriyle tehditler, akıl, mantık, izan ve vicdan sınırlarının hepsini aşıyor.
Anlasalar iyi olacak
İnternet yasası da böyle tartışıldı, bu gibi tartışmaların çoğunda olduğu gibi olay kilitlenecek, kutupların çatışması içinde vatandaşların ve ülkenin aleyhine bir noktada kalacaktı.
Cumhurbaşkanı Gül burada bir siyaset dersi verdi. Yasanın sakıncalı yanları olduğunu açıkça söyledi, bunların değişmesi için çalıştı ve formülü de üretti.
Değişecek iki maddeyi de yetersiz bulacaklar olabilir, bu görüşe katılabiliriz ya da katılmayız, ama Gül’ün verdiği siyaset dersinin önemini görmek durumundayız.
Siyaset, çözüm bulmak, halkın yararına çözüm üretmek mesleği olarak da tanımlanır. Şu anda geçerli olan, siyaseti ve muhalefet etmeyi avazı çıktığı kadar bağırmak, kendi tarafını böylece konsolide etmek olarak gören anlayışın siyaset kavramına da büyük kötülük ettiği ortadadır.
Cumhurbaşkanı Gül’ün verdiği siyaset dersini, sadece bağıranlar, hakaret edenler, muhalefeti bir tür savaş gibi gören ve uygulayanlar ne kadar anlar, bilemeyiz, ama anlasalar çok iyi olur.