Bayram ziyaretleri
.
Bayramda küsler barışır filan denir ya, anlaşıldığı kadarıyla Ak Parti ile CHP’nin görüşmesi de bir küslerin barışması şeklinde geçmiş.
Görüşmenin ruhuna uygun olarak kimse sorunlu bir alana girmemiş, demokrasimiz övülmüş, ülke hükümetsiz kalmasın iradeleri tokuşturulmuş.
Ülke hükümetsiz kalmasın konusunda fikir birliği olduğuna göre, bundan sonra “nasıl bir hükümet” olacağı konuşulmaya başlanacak.
Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu bundan sonraki görüşmelerde yer almayacaklar, iki partinin “yetkili” heyetleri görüşecek.
Aslında heyetlerin yetkileri var mı, o da pek bilinmiyor. Ama tabii ki her konuda son karar genel başkanlar tarafından verilecek.
Davutoğlu ve Ak Parti heyetinin bugün yapacağı MHP ziyareti de muhtemelen aynı bayram barışması ve nezaketi halinde geçecek. Ülkenin hükümetsiz kalmaması için irade beyanları tekrar tokuşturulacak. Demokrasimiz övülecek, bağlılıklar bildirilecek.
Ak Parti’nin üçüncü ziyareti yapacağı HDP ile görüşmenin biraz daha açık olması muhtemeldir. İki tarafın da birbirleriyle koalisyon yapma isteği ve niyeti olmadığını karşılıklı beyan etmeleri bayram ziyaretlerinin en gerçekçi kısmı olacak.
HDP’nin söyleyeceği bellidir, barış sürecine katkıda bulunacak her formülü destekleyeceklerini ama hükümet içinde yer almayacaklarını söyleyerek Ak Parti’yi de rahatlatacaklar.
Bayram ziyaretlerinden sonra ne olacağı da belli. CHP Ak Parti’nin önüne 14 maddelik koalisyon şartnamesini, MHP de üç maddelik koalisyon muhtırasını koyacak.
Her ikisi de aynı şeyi söylemeye biraz daha kilitlenecek. “Biz şartlarımızı ortaya koyduk, onlar kabul etmedi...”
Bunun arkası da değişmemiştir, kısa vadeli seçim hükümetleri için en “pratik” ve “pragmatik” pazarlıklar yapılacaktır. Asıl paylaşım alanı da budur.
Seçime gitmezmiş gibi yaparak hep birlikte seçime doğru ilerlemek de biraz alaturka bir siyaset adabının ruhu olarak anılacak.
Bayram ziyaretlerinin ardından kalacak olan “hiç olmazsa konuşabiliyorlar” fikri ise bayramdan geriye kalacak tek olumluluk olarak görünüyor.