Başkanlık soruları
.
Bütün soruların başında yer alan soru, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasıyla ilgili. Eğer Erdoğan, mevcut yapının devam etmesine karar verir, üç dönem kuralını değiştirir ve başbakanlığa devam ederse ortada, bugün için fazla bir soru kalmıyor.
Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olursa, sorular arka arkaya yığılıyor.
Seçime kadar yasal, anayasal bir değişiklik imkânı, zamanı olmadığı için Erdoğan bugünkü yetkilerle cumhurbaşkanı olacak.
Ama seçimin kendisi de “nasıl bir cumhurbaşkanı” sorusunun ilk cevaplarını verecektir.
Eğer Erdoğan birinci turda değil ikinci turda seçilirse farklıdır, birinci turda yüzde 51-52 ile seçilirse farklıdır, yüzde 55-58’le seçilirse farklıdır.
Bu oranların her biri, halkın cumhurbaşkanından, Erdoğan’dan beklentisinin farklı olarak algılanmasına yol açacaktır.
HDP’nin rolü
Erdoğan karşıtı cephe, Erdoğan’ın ilk turda seçilmemesi için yapabileceği her şeyi yapacaktır. ‘Ortak aday’dan, Erdoğan’ın oylarından pay alabilecek birkaç adaya kadar bütün çareler düşünülecektir.
“Her şey Erdoğan’ı seçtirmemek için” diye yola çıkacak olan Erdoğan karşıtı cephede Kürt siyasetleri olmayacaktır, ama ilk turda onların da bir adayı olacaktır.
Buna rağmen Erdoğan’ın ilk turda yüzde 50’nin üzerinde oy alması büyük bir siyasi başarı anlamına gelir; oy oranının yüzde 55’e doğru yükselmesi ise çok daha farklı anlamlar taşır.
HDP’nin aday göstermemesinin ya da aday göstermiş olmak için aday göstermesinin neyi işaret ettiği bellidir. Bu önemli bir siyasi tercihtir, meşrudur ve mümkündür.
Devlet-CHP-MHP-cemaat ittifakına karşı HDP’nin karşı tarafta yer alması, Avrupa’daki Türk vatandaşı seçmenleri de aynı tercihe yönlendirecektir.
Başkanlık seçimi diyoruz, eğer Erdoğan aday olursa seçim bir anlamda başkanlık seçimi olacak, Erdoğan’ın “başkanlığı” oylanmış olacaktır.
Bütün soruların ilk ve kesin cevabını tabii ki 10 Ağustos’ta Türk halkı verecek. Anayasa’da olmayan veya olup da kullanılmayan yetkileri Erdoğan’a verip vermeme konusunda son sözü halk söyleyecek.