Bahoz Erdal önemliymiş
.
Devlet-hükümet tarafı ve medya halen Bahoz Erdal kod adlı PKK yöneticisini öldürüldüğünü doğrulamaya çalışıyor.
İlk gelen habere göre, Bahoz Erdal ve korumalarının bulunduğu araç havaya uçurulmuş ve öldürülmüş. Sonra ortaya çıkan görüntüyle ilgili ciddi şüpheler doğdu.
Amerikan yönetimi de işe karıştı ve Bahoz Erdal’ın öldürüldüğünü doğrulatamadıklarını söylediler.
Son haber ise El Cezire televizyonu muhabirinin Bahoz Erdal ile görüştüğü şeklinde.
Eğer Suriye’de gerçekleşen suikast Türkiye’nin kontrol edebildiği birileri tarafından yapılmış olsaydı, olay çoktan teyit edilmiş olurdu.
Hatta akla gelen ihtimallerden biri İsrail istihbaratının Ankara’ya bir barışma armağanı olarak bu icraatı yapmış olması.
Bu PKK şefinin ölümüyle ilgili birkaç günlük gelişmeleri gözden geçirdiğimizde, ilk akla gelen Bahz Erdal’ın “önemli” biri olması, başına sık sık “sözde” kelimesini getirerek PKK şeflerini önemsemiyor gibi yapıyoruz, ama Bahoz Erdal çalkantısına baktığımız zaman önemsediğimizi görebiliriz.
Bu olayı ve çevresinde edilen bütün lafları bir araya getirdiğimiz zaman da “Terör örgütü bitti”, “kaçıyorlar”, “teslim oluyorlar” başlığıyla verilen onlarca yüzlerce “haber” üzerinde de durmak gerekiyor.
Eğer Ankara’daki yetkililer, Bahoz Erdal öldürüldü haberi üzerine “önemli değil, ölse ne olur yaşasa ne olur”” deseler ve üzerinde durmasalardı göreceğimiz olan önemli bir rahatlıktı.
Terörle mücadelenin gerçekten sonuna gelmiş olsaydık, bir PKK şefinin ölümünün üzerinde bu kadar durulmazdı.
Bu kadar konuştuğumuz kişi gerçekten öldüyse, binlerce on binlerce eve resminin asılacağını biliyorsak terörle mücadelenin sonun gelmediğimizi de bilmek zorundayız.
Terörle bir yere varılamayacağını, terör döneminin bittiğini, bundan sonraki dönemin yasal siyasi mücadele olacağını Abdullah Öcalan üç yıl önce ilan etmişti.
O noktadan buraya kadar geldiğimize göre de, en azından ne yapmamamız gerektiği de öğrenmiş olmamız beklenir.
Şehit cenazeleri gelmeye devam edecek ve biz beklemeye devam edeceğiz.