Anayasa tıkanması
.
Meclis Başkanı Cemil Çiçek sayesinde “esas”a, yeni anayasa konusuna dönüldü. Dönüldü ama, yine “nasıl olmaz” üzerinden dönüldü.
İki muhalefet partisi, yeni anayasa çalışmalarına destek olmayacak, köstek olmaya devam edeceklerdir. Görüşmelerde, meseleye nasıl parmaklarının ucuyla dokunduklarını görmemek mümkün değil.
Cemil Çiçek “ideal” olan için, yeni anayasanın toplumun ve siyasetin en geniş kesiminin katılımıyla hazırlanması için saygıdeğer bir çaba gösterdi. Başaramasa da topluma bir şeyler anlatıldı.
Anayasa için değerli bir zamanı, Gezi faaliyetleriyle geçiren siyasetin “esas”a dönüşü de kaçınılmaz olarak sancılı oldu.
CHP ile MHP’nin tavrı
Muhalefetin hâlâ “asıl engel” dediği AKP’nin ve Erdoğan‘ın “başkanlık sistemi” konusu. Ama üzerinde anlaşılmış gibi yapılan maddelere bile onlarca muhalefet şerhi koyanların “başkanlık sisteminden vazgeçtiğinizi açıklayın ilerleyelim” demesi de samimi bir hamle gibi görünmüyor.
Meclis’te bir ortak metin üzerinde, birkaç muhalefet şerhiyle birlikte ortaya çıkılması mümkün olsaydı bu çoktan olurdu. CHP ve MHP öyle bir niyetleri bulunmadığını göstermeye devam ediyorlar, edecekler. Yeni anayasa barış sürecinin tamamına ermesinin temel dayanağıdır. Bu temel dayanak toplumun demokrasi taleplerinin ana belgesi olacaktır.
Bunu tekrar etmek, sürekli hatırlamak gerekiyor. Ve siyaset hâlâ olmazların etrafında dönerek zamanı da israf ediyor, heyecanları da yıpratıyor.
AKP’nin, bütün demokratik unsurları içeren, çatışma alanlarını en aza indirmiş, medeni bir metinle halkın önüne çıkması hâlen sonuç alabilecek bir yöntem olarak duruyor. “Başkanlık sistemi” konusunu bu aşamada kapattığını ilan edecek AKP’nin getirdiği metne karşı en önyargılı itirazlar bile bu şekilde etkisiz kılınmış olacaktır.
Yeni anayasanın ertelenmesi toplumsal barışın ertelenmesidir, bütün demokrasi hamlelerinin ertelenmesidir.
Medeni bir anayasa yapamıyoruz, sonra Avrupa Birliği bize neden mesafe koyuyor diye sızlanıyoruz. Siyaset bir de buradan baksın, birçok sorunun cevabını bulur.