Anayasa kenarda kalmasın
.
Yoğun gündem ve birbirinden gerilimli konulardan yine yorulduk galiba. Bir süredir Suriye’deki Kürt örgütüyle ilgili bir şey duymuyoruz.
Duymadığımız başka konular da var. Ankara’dan Beşar Esad ile ilgili bir söz de duymuyoruz. Rusya ile sorunumuz hakkında da bir beyan yok. Amerikan yönetimiyle de, Suriye dolayısıyla açık tartışmayı kestik gibi görünüyor.
“Hiç haber iyi haberdir” diye bir laf vardır. Bu konularda Ankara’dan sert ifadeler duyulmaması da “iyi haber” anlamına gelebilir. “İlk haber”den kastımız yanı başımızdaki savaş geriliminin biraz olsun düşmesinden fazla bir şey değil.
Gündemin en önemli konularının bir kısmında sessizlik durumu varken, kendi içimizdeki savaşla ilgili duyduğumuz cümle değişmiyor.
Bu meseleyi de manzaranın tümü içinde görmek zorundayız. Manzaranın tümü de şu anda iyece hayati hale gelmiş olan bir noktaya işaret ediyor.
Medeni anayasa için yapılacak hamleler bazı bulutların dağılmasını da sağlayacaktır. Yorgunuz, terör dolayısıyla moralimiz aşağılarda seyrediyor.
Medeni bir anayasa için hareket geçmek konusunda daha fazla beklemenin ciddi bir anlamı kalmamıştır. Başkanlık konusunda herkes kararını vermiştir.
Demokratik ve medeni bir anayasanın içinde başkanlık meselesinin son tartışması da farklı olacaktır. Bunun için de iki ayrı referandum yöntemine gidildiği zaman “biri diğerinin alternatifi mi” sorusu da ortaya çıkmayacaktır. Medeni ve demokratik bir anayasayı oylayan halk, anayasanın başkanlık sistemiyle ilgili maddelerini ikinci oylamada değerlendirdiği zaman manasız karalamaların da önü alınmış olacaktır.
Ak Parti’nin daha önce yaptığı anayasa çalışmalarında “eşit vatandaşlık” yer alıyordu. Kürt sorunu ile terörün ilişkisinin kalmadığını düşünenler, bu ilişkinin tümüyle kopmasını isteyenler için imkan yine buradadır.
Medeni demokratik anayasayı zamana bırakmanın, ertelemenin kaçınılmaz yorumlarından biri “erken seçim” olur, şu anda bunun şartlarının varlığı da çok tartışmalıdır.