Şampiy10
Magazin
Gündem

Ak Parti’nin ‘fabrika ayarı’

.

ABONE OL
Vatan Haber

Geçen büyük kongre ve Ak Parti milletvekili aday listelerinin ortaya çıkmasıyla birlikte parti ve yakın çevrelerden oldukça sık “fabrika ayarı” sözü duyuluyor.

“Fabrika ayarı” olması için, orijinal ayarlarda bir bozulma olması gerekiyor. Ak Partililer hangi ayarlarda bozulma olduğu konusunda bir açıklık getirmiyor, ya da kamuya açık bir netlik getirmiyor.

Ama “fabrika ayarı” kelimelerinin arkasından genellikle “2002 ruhu”nun hatırlatmaları geliyor.

Ak Parti 2002’de ilk seçimini kazandığında siyasi istikrar ve demokrasi vaatleri öne çıkıyordu. O günün “3 Y ile savaş” sloganını içindeki Y’lerden biri yolsuzluk, diğeri de yoksulluktu.

2012’ye gelene kadar Ak Parti politikaları orta ve alt sınıfları toplarken, bütün muhafazakar kesimlerle birlikte “liberaller” denilen kesimi de yanına almayı başardı.

2012’de MİT başkanı üzerinden barış sürecini durdurma ve başbakan Erdoğan’ı vatana ihanet ve terörle işbirliğinden tutuklama girişimiyle birlikte sert bir çatışma dönemine girildi.

2012-2015 arasında yaşanan çatışma süreçlerinin ardından Ak Parti, 13 yıl önceki oy oranına, yüzde 41’e inince de bunu Ak Parti de muhalefet kuvvetleri de bir yenilgi olarak gördü.

7 Haziran’dan bu yana, yakın dönemin en tartışmalı siyasi konularından biri olan “başkanlık sistemi” tümüyle rafa kaldırılmış görünmektedir.

Bunu herhalde Ak Parti’nin tepesi de zorunlu bir “fabrika ayarı” olarak görmektedir.

Zorunlu olmayan, ama “2002 ruhuna dönüş” işareti olarak, üç önem kuralı dolayısıyla siyaset dışına düşen ve düşecek olan kurucu kadroların tekrar öne çıkmaları da genellikle olumlu bulunan bir “fabrika ayarı” olmuştur.

Ak Parti’nin birinci kuşağı, partiyi büyütürken ve sonrasında “çatışma dili”nin uzağında durmuş bir kadrodur. 2011’deki yüzde 50 oyun bununla yakından ilgili olduğunu bu kadro iyi bilmektedir.

Ak Parti’nin 7 Haziran değerlendirmesinin ardından ortaya “fabrika ayarı” kavramının çıkmış olması da toplumun tümünü kucaklayacak politikalar için olumlu beklentilerin işaretidir.

7 Haziran öncesindeki gergin ortamın, 1 Kasım’a doğru bir ölçüde de olsa değişmesi, kalan süre bir ay olsa bile seçmene olumlu yansıması büyük ihtimaldir.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Sertleşme mi normalleşme mi?
  2. 9 Temmuz, sonra 15 Temmuz, sonra da seçim mi?
  3. Yürüyüşün son gününden sonrası
  4. Şaşıracak bir şey yok, beklenen oldu
  5. Anlaşılan ekonomiden herkes memnun
  6. Negatif enerjiden kurtulmak
  7. Bundan sonra seçim hazırlığı
  8. Nazi krizinin devamı
  9. Yüz yıl önceki Kürdistan vaadi
  10. Bu yürüyüşün bir finali olacak

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.