Açık bir geri adım
.
Vatan Haber
Zorunlu temel eğitim düzeninde yapılmak istenen değişiklik, yüklü bir kuşku bulutu yarattı. AKP’den gelen eğitimle ilgili her düzenlemenin ardında bir kötü niyet aramaya meraklı olanlardan yine aynı sesler çıktı. Fakat onları bir yana bırakırsak da, yeni düzenlemeyi açıklamakta kullanılan kavramlar bile getirilmek istenenin bir “geri adım” olduğunu gösteriyor.
O iki kavram da “kesintili” ve “esneklik” kelimelerinde ifade buluyor.
Zorunlu temel eğitimin uygulanmasında hedeflere ulaşılamadı, bazı özel alanlarda sorunlar çıktı. Bu yüzden de eğitim düzenine “kesinti imkânı” ve “esneklik” getirilmek isteniyor.
Özellikle kız çocukların zorunlu temel eğitimi tamamlamasında büyük sorun yaşandığı da bu vesileyle itiraf edilmiş oldu. Bu konuda daha çok teknik nitelikte gerekçeler öne sürülüyor. ‘Sınıflar bir araya toplandığı için küçük yerleşim birimlerinde eski ilkokullar ortadan kalktı. Aralarında çok yaş farkı bulunan çocukların birlikte eğitim görmesi ve yaşaması hem kızların devamını engelliyor hem de başka sorunlara yol açıyor.’
Değişikliği savunanların çokça dile getirdikleri bunlar ve benzeri gerekçelerdir. Bir gerekçe de özürlü çocuklarla ilgilidir.
Bunlar, binaların bölünmesi gibi teknik çözümlerle giderilebilecek sorunlardır.
Ama değişikliği savunanlar esas olarak “uygulamada başarılı olamadığımız için esnetiyoruz” diyor. Bunun açık bir geri adım olduğunu anlamak için de eğitim uzmanı olmak gerekmiyor. Ayrıca bizdeki uygulamanın çok az ülkede bulunması da vazgeçilmesi için bir gerekçe olarak bizzat Bakan tarafından dile getirilince, yapılmak istenenin geri adımdan başka bir şey olmadığı, savunucuları tarafından daha da açık olarak belirtilmiş oluyor.
Eğitim düzenimiz baştan aşağı çok ağır sorunlar altında ezilmektedir. Öğretmen kalitesinin artırılması da devasa bir iştir, çocukların sınav bitkini haline getirilmeyeceği bir sisteme geçilmesi de devasa bir iştir; tabii ki hâlâ kız çocukların okuma yazma bilmesinin yeterli olduğunu düşünen anlayışın direncinin kırılması da devasa bir iştir.
Bunları kuşkusuz Milli Eğitim Bakanı ve bütün bakanlık, herkesten iyi bilmektedir. O zaman da “zorunlu temel eğitimde gereğini yapamadık o halde esnetelim” mantığını açıklamak da kolay değildir.