28 Ağustos’tan önce veya sonra
.
Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos’ta kendisinden sonraki AKP genel başkanı ve başbakanın oylanmasını istemiyor. Erdoğan’dan sonraki lider “adayı” ortaya çıksaydı, cumhurbaşkanı için oy kullananlar aynı zamanda Erdoğan’ın halef tercihini de oylamış sayılacaktı.
Erdoğan’ın bu tavrında, 10 Ağustos’un ilk kez halkın cumhurbaşkanını seçtiği bir seçim olarak kalması, başka siyasi etkenlerin rol oynamaması kararı etkili olsa gerek.
AKP’nin yeni liderinin 10 Ağustos’tan önce ortaya çıkması bir kısım seçmen üzerinde olumlu etki de yaratabilirdi olumsuz etki de yaratabilirdi.
Erdoğan’ın işaret edeceği isim kaçınılmaz olarak AKP’nin geleceğiyle ilgili tartışmalara yol açacaktır. Bu tartışmaların ille de “olumsuz“ olması gerekmiyor. Tartışılacak olan AKP’nin bundan sonra yaşamaya aday olduğu değişimlerdir.
Kimi işaret edecek?
AKP içinden şu anda yansıyan tartışmalar ise tabii ki Erdoğan’ın kimi işaret edeceği üzerinedir.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül‘ün, görev süresi dolduktan sonra AKP’nin başına geçmesi ve başbakan olması yönünde AKP içinde de dışında da kuvvetli bir hareket olduğu kimsenin gizlisi değildir.
Gül AKP’nin kurucusudur, ilk başbakanıdır, cumhurbaşkanıdır. Görevi süresince, görevinin gereklerini yerine getirirken siyasetle de bağını koparmamıştır.
Buradan yola çıkarak, Abdullah Gül’ün “doğal bir hakkı“ bulunduğunu savunan AKP’liler çoktur.
Ancak şu anda cumhurbaşkanı seçimi sonrasının takvimi tartışılırken, “bir boşluk olmaması“ gerekçesiyle AKP’nin yeni genel başkanını seçecek kongrenin, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı görevinin başlayacağı 28 Ağustos’tan önce yapılması fikri ortaya atılmıştır.
Gül’ün görev süresi
AKP kongresi 28 Ağustos’tan önce yapılırsa, o sırada cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün kongreye AKP üyesi olarak katılması ve genel başkan adayı olması mümkün değildir.
Gül’ün görevi 28 Ağustos günü sona erecek, AKP’ye tekrar üye olması ancak bundan sonra mümkün olacaktır.
En açık dille, 28 Ağustos’tan önce kongre yapılması Abdullah Gül’ün genel başkan adaylığının yok olması, yarıştan “tasfiyesi“ anlamına gelmektedir.
AKP yönetimi böyle bir tercihte bulursa, bu, AKP’nin yeni döneminin kötü bir siyasi oyunla başlaması demektir, zararı da doğrudan AKP’ye yazılır.