15 Temmuz sırları
.
Darbe girişiminin ardından devam eden soruşturmalarda örgüt mensubu olduğundan şüphe edilen on binlerce insan gözaltına alındı, tutuklandı, işten çıkarıldı.
Operasyonların çok büyük kısmı “aşağıda” dolaşmaktadır. Alt düzeyde kamu görevlileri, öğretmenler vesaire FETÖ şüphelisi olarak kovuşturulmaktadır.
Çok ciddi ve kanlı darbe girişiminin ardından silahlı kuvvetlerdeki “şüpheliler” esas olarak tuğgeneral tümgeneral düzeyindedir. Tutuklu bir tek orgeneral bulunmaktadır.
Şu ana kadar kamuya yansıyan ifadelerde de şüpheliler ve sanıklar esas olarak icraatlarını inkar etmektedir. İnkar edemeyenler de “FETÖ’cü değilim darbeciyim” diyerek ağırlaştırılmış müebbetten sıyrılma peşindedir. Bu ifadelere bakıldığında, önceden çalışılmış olduğu kanaati bile doğabilir.
15 Temmuz darbe girişiminin kilit eylemi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik saldırıydı. Bu saldırı başarıya ulaşsaydı “birisi” televizyona çıkıp “maalesef istenmeyen bir durum oldu, sabık cumhurbaşkanı çatışmada hayatını kaybetti” denilecekti.
Bu durumda halk daha çok mu sokağa çıkardı, yoksa sokaktakiler evlerine mi dönerdi? Bu sorunun cevabı hiç bir zaman olmayacak. Ama sokaktakilerin evlerine dönmesi için halkın önüne çıkarak darbenin başarısını açıklayacak “birisi” çok önemli olacaktı.
İşte 15 Temmuz’un asıl büyük bilinmeyeni, sırrı bu “birisi”. Bu “birisi” darbeyi gerçekleştiren komite adına kendisinin başkan olduğunu söyleyecek ve yarından itibaren ülkeyi kimlerin yöneteceğini açıklayacaktı.
Bu “birisi”nin Fethullah Gülen olacağına çocuklar bile inanmaz. Ülkeyi yönetecek hükümet üyelerinin Cemaat mensubu olmalarının da halkı sakinleştirmeye ve direnişi kırmaya yetmeyeceği açıktır.
Darbe girişiminin ardında bulunduğu iddia edilen büyük güçlerin de işi sağlama bağlamamaları düşünülemez. 15 Temmuz’un esas sırrıyla ilgili olarak hiç bir soruşturma kovuşturma bulunmamaktadır. “Birisi” ve “birileri” hakkında devletin istihbarat kurumlarının ellerinde buna ilişkin bilgiler olmaması herhalde mümkün değildir.
Tekrar böyle bir tehlikeyle karşı karşıya gelir miyiz, sorusu halen en çok sorulan soru olmaya devam ediyor. Bunun en azından bir cevabı var: Alt düzeylerde yürüyen soruşturmalar ve operasyonlarla, öğreten, futbolcu, köşe yazarı tutuklamalarıyla esas tehlikenin bertaraf edileceği çok kuşkuludur.