Yettimmmm gari!
.
Vatan Haber
Bu sefer abarttım di mi?
Geçen gün Medyatava’dan Ece arayıp yoklama çekince (“Mutluaanım, niye yazmıyorsunuz? Ayrıldınız mı Vatan’dan?”) dedim ben galiba bu yıllık izninin tümünü kullanma hadisesinin suyunu çıkarttım. Sahalara geri dönme vakti çoktan gelmiş.
Niye yoktum? Her kış olduğu gibi bu kış da “doğum” izni aldım.
Fakat bu doğum izni bir insan yavrusu için değil kitap doğurmak içindi.
Türkiye’nin en güzel küçük ve butik otellerini tanıtan “Küçük Oteller Kitabı 2011” sayısını hazırladım.
Dünyadan kopuk harikulade 2 ay geçirdim diyebilirim.
Kitap pek yakında kitapçılarda olacak. İlgileniyorsanız lütfen benim ismimle isteyiniz. Benzerleri de var, karıştırmayınız.
Ama bu köşenin okuru da aç yavru kuşlar gibi yazılarımı beklemekte.
Fakat açıkçası çok feci bir ikilem içindeyim. Bir aydır yazamıyor olmamın başka bir sebebi de var.
İki seçenek var önümde:
a) Fazlasıyla kararmış ve yazık ki de kana bulanmış memleketimin kara konularından söz edip daha da iç karartmak.
b) Başımdan geçen komik hadiselerden söz edip okuru biraz olsun eğlendirip günün aptalı/ şaklabanı/soytarısı olmayı göze almak.
Erkek köşeci olmanın bir avantajı var: Şaklabanlık yapıyorsa “yetersizliğinden” değil de “tercihinden” öyledir diye yorumlanır. Kadınsan, aptalsındır, cahilsindir, duyarsızsındır, eteği arkadan kaldırılıp rezil rüsva edilesi bir geri zekalısındır. Üstelik daha önce yazdığın 456 memleket yazısı da kurtarmaz seni. Yağlı ilmek boynunda, dolaştırırlar adamı sokak sokak, twit twit, entry entry.
Kitapla beraber 4 aydır da evimin tadilatıyla uğraşıyorum. Yazının henüz icat olmadığı bir işkolu da diyebilirim. Memleketin über hassas ve asabi olduğu bu güzide günlerimizde inşaat maceralarımı anlatmam hiç uygun kaçmayacak farkındayım ancak Türkiye’yi kurtaramayacak kadar bitabım. Dahası kimsenin yazdığı bir halta yaramıyor.
Ayrıca bana içli içli “memlekete savaş alanına döndü sen merdivenle ustayla uğraşıyorsun, çok ayıııp” diyorsunuz sonra gidip Ece Erken’in, Mehmet Ali Ilıcak’ın, Demet Akalın’ın “şunu yedim, şunu mıçtım” twitlerini takip ediyorsunuz, biliyorum. (Demet Akalın ’ın an itibarıyla takipçi sayısı: 169,705. Son twiti de şu: “ASK...Bi BAKMISINKi iKi Y˘Z˙K SECDiRiR....MUTLU OLAN HERKES EL KALDIRSIN KUTLA KUTLA..CEKEMEYEN ARAMIZDAN AYRILSIN HIZLA HIZLA HIZLA.. ” Secdirir? Yeni bir kelime mi? Bravo! )
Diyeceğim: Bugün ve muhtemelen de bundan sonra şaklabanlık hakkımı kullanacağım. Unfollow etmek isteyen etsin, n’apiim.
İnşaat Sözlüğü
İnşaat maceralarıma bugün “sözlük”le başlıyorum ki yarından itibaren kim kimdir, ne deyince kim ne anlar bilin istedim.
Usta: Sen ne anlatırsan anlat, kafasındaki yegane modeli bire bir anlattığını düşünen kişi.
Tamam: Dediğinin tek kelimesini anlamadım ama umurumda değil.
Yaparız: Ben bir şeyler yaparım, beğenmezsen “ama böyle daha sağlam oldu” diyerek seni ikna ederim.
Yenisini yaparız: Öldür Allah yapmam! Yeniden istersen parasını iki kat isterim. Üstelik hem iki kat parasını isterim hem de yapmam çünkü başkasının işini çoktan aldım bile..
İki ayda biter: Dördüncü ayda 2 ay daha ekleyeceğim haberin olsun.
25’e hallederiz: 25’ini alırım ama işi katiyen yapmadığım gibi hani 2 ayda biter demiştim de 4. ayda 2 ay daha eklemiştim ya, işte o arada 25’i de 50 yapacağım. “Yok deve!” dersen de (ki biliyorum diyeceksin) seni ortada iyot gibi bırakacağım.
Tez zamanda dövmek istediklerim
- Batuhan Piatti’yi: Hiçbir şey söylememe gerek yok, izleyen anlar. Öte yandan annesinin soyadını kullanması dayak sayımı azaltıyor. BP tabii ki yarım İtalyanlığını vurgulamak ve anasının ününden faydalanmak istediği için böyle yapıyor ama “annenin soyadı da kullanılabilir” fikrini uyandırması açısından olumlu bir şey. (Tansu’dan beri unutmuştuk)
- Bedri Baykam’ı bıçaklayan hıyarı: E be adam. Bunu bize neden yaptın? Neden neden neden?
- Arnavutköy Tevfikiye Camii’nde ezan okuduğunu sanan müezzini: 5 vakit namazında M. Ağbim dahil mahallecek delirmiş durumdayız. “Teganni işte budur!” diye internette ses kaydı konulabilir. Sultanahmet’e oynuyor herhalde. Biri lütfen tayinini yapsın! Veya biri sahne teklifi yapsın. Belki de istediği sahneye çıkan müezzin olmak!
- Singapur havaalanında bana Sanyo marka kamerayı “veri gud veri gud” diye satan o adamı. Türkiye’de servisi yok, dünyadaki servisi de cevap vermiyor. Pişmanım hem de çok! Almayın, aldırmayın!