Tarih ve bamyanın benzerlikleri
.
Ayşe Hür’ün “Öteki Tarih 2”sini okuyorum. Dün sabah dörde kadar elimden düşmedi. Çoğu yazısını daha önce okuduğum halde yeniden heyecan duydum. Neden bu kadar şevkle tarih okuyorum diye düşündüm. Hiçbir nedeni yok aslında. Bamya sevmek gibi... Sonra aklıma şunlar geldi.
- İkisini de insan belli bir yaşa gelince seviyor.
- İkisi de kötü olduğunda insanda nefret ve ikrah uyandırıyor
- İkisinin de ekşi ayarı tam kararında olmalı. İnsanı sürekli üzen ve utandıran “ekşi” tarih de çekilmiyor limon basılmış bamya da.
- İkisi de ince işçilik istiyor. Kafası koparılmış bamya ne kadar yenmez ise (doğrusu: çok ince bıçakla şapka gibi soyulacak, delik açılmayacak) kaba saba yazılmış tarih de o kadar çekilmez oluyor.
- İkisi de ideolojisiz olacak. “Sağlıklı” diye yenesi bir şey değil bamya. Bamya, bamya olduğu için, çok özel bir sebze olduğu için, iyi yapanı az bulunduğu için yenir. Tarih de vatanseverlik, düşman yaratma, nifak tohumu atma için değil, kendisi yeterince ilginç, heyecanlı ve lezzetli olduğu için yazılmalı ve okunmalı.
- Şekerli olmaz. Her zeytinyağlıya konan şeker nasıl bamyaya yakışmıyorsa tarih de fazla şeker kaldırmaz.
Haytap: El yalayanınız, kuyruk sallayanınız bol olsun
Nasıl başladıklarını biliyorum. Aynı mahalledeyiz yıllarca. Komşuyuz. Hayvan hakları için mücadele veriyorlar.
Şimdi bir el kitabı çıkartmışlar. Hayvan Hakları El Kitapçığı. Kanunen neler yapabileceğimiz anlatılıyor. Mevzuat, acil durumlarda ilk yapılacaklar, başvuru yolları, dilekçe örnekleri, suç duyurusu örnekleri, kendi hayvanına eziyet eden kişi hakkında ne yapılabilir, yerel yönetimin yasal sorumlulukları, sitelerde kedilere kötü muamele halinede soruşturma istek yazısı, köpek dövüşleriyle ilgili bakanlık genelgesi ve benzeri konularda son derece yararlı bilgiler veriyor. www.haytapshop.com adresinden Haytap ürünü alan herkese ve Arnavutköy-Beşiktaş’taki merkezlerini ziyaret edenlere veriyorlar.
Kitapçığın sponsoru ise ilginçtir Canik Belediyesi. Samsun Canik.
Sloganları hoşuma gitti.
- “Devrik kral sürgünde”: Başında bir tac olan bir aslan, demir parmaklılar arkasından bakıyor. “Hayvanat bahçeleri insani ve ahlaki olmayan koşullarda, doğada yaşaması gereken hayvanların, demir parmaklılar arkasında, beton odacıklara hapsedildikleri bir hapishane haline dönüşmüştür. Bu haliyle hayvanat bahçeleri hiç kimseye eğitim ve doğa sevgisi veremez”
- Bir bebeği hiç zehirler miydin, terk eder miydin? Tüm hayvanların bilinci ve duyguları vardır.
- “Pet diye alıyorlar, pat diye bırakıyorlar” Pet Shopların kirli ticaretine ortak olmayın. Can dostlarınızı barınaklardan alın. Pet Shop hayvanı olmak demek küçük kafeslerde günlerce aç ve susuz kalmak, enerjik görünmek için zararlı iğneler yemek, hastalanınca da öldürülmek demek. Siz satın aldıkça bu işkence sürecek.
Bekle beni Nejat
Tüm zamanların en süper gazeteci tavlama işini gerçekleştirmişler. Açıyorsun kırmızı zarfı içinden kırmızı bir dosya çıkıyor. Üzerinde “Beni yakından tanımak istemez misin?” diyor. Sonra kapağı açıyorsun ve Nejat İşler en seksi sesiyle şöyle diyor:
“Selam Mutlucum. Az kalsın Tuğçe diyecektim! Yazılarını okuyorum, gerçekten harikasın. Biliyorum yoğun bir tempon var, fakat bu koşturmaya rağmen harika görünüyorsun. Ama şimdi biraz frene basıp kendine vakit ayırma zamanı. Ben kendine vakit ayırmak istediğin her an anda sana ayak uyduracak, belki de seninle yepyeni oteller keşfedecek yeni ekürinin. Bundan sonra her tür maceraya atılacak... Yeni Clio’yum...”
Bir an Nejat İşler, beni hakikaten okuyor ve beni hakikaten harika buluyor sandım... Metinleri yazan arkadaşlar hakikaten süper bir iş yapmışlar. Başkalarına ne yazdılar ve Nejat onlara nasıl seksi seksi konuştu gel de merak etme şimdi...