Şampiy10
Magazin
Gündem

Savaş biterse Doğu’da turizm nasıl patlar?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Madem görüşmeler sürüyor... Küçük Oteller Kitabı’nın yazarı olarak savaş bittiğinde olabilecek yeni ‘destinasyon’lar, kurulabilecek yeni oteller diye bir hayal kurdum..

- Cilo Mountain Resort: Bugüne kadar gördüğüm en güzel dağlar. Dağlıca’ya (Oramar) varmaya çalıştığımız sırada gördük ve nutkumuz tutuldu... Dağlıca’ya gitmemize izin vermediler. Zaten daha sonra bölge askerlerin esir alınmasıyla sonuçlanan bir baskınla anılır oldu. Yüksekova’dan kolay bir çıkış var.

- Cudi Kisara Nature Lodge: Şırnak ili sınırlarındaki bu güzel dağda, çam ve meşe ağaçları içinde çok güzel bir dağ turizmi olabilir. Ayrıca Kuran’a göre Nuh’un Gemisi de bu dağa konmuş. Yavşaklıkta sınır tanımayanlar için ismi “Judy Nature Lodge” de yapılabilir.

- Dağlıca (Oramar) Yaz kampı: Cilo’nun yüksek eteklerinde bir köy. Ötesi yok. Nefis bir dağ ortamında, Kürtçenizi pratik etmek için daha iyi bir ortam olamaz.

Gündüz eğitim, gece eğlence...

- Van Gölü Shewbash Beach Suites: Van turizme uzak bir kent değil. Deprem vurmasaydı tam gaz da ilerliyordu. Yeni yapılanmada belki plaj da düşünürler. İsim hazır!

- Beytüşebbap Wineyard Mountain Inn: Düşünsenize Türkiye’nin en değerli üzümleri burada yetiştirilip en pahalı şarapları burada üretiliyormuş! Ve biz asma bağlarını hasat zamanı ziyaret ediyormuşuz! Üzüm topluyormuşuz!

- Çukurca Organik Çiflik’te bir haftasonu. Suriye sınırında yer alan bu şirin ilçemizde organik tarım tekniklerini öğrenmenin yanı sıra mayın etrafında slalom, peşmerge izlerini takip, çatışma noktalarına ziyaret gibi faaliyetler de yapabilecekmişiz mesela.

- Kandil Resort: Yurtdışı gezisi olarak düşünmek mümkün. Detaylarına hadi girmeyeyim...

*****


İçeriden bir feryat

Geçen gün “Bir psikopat yetiştirmenin garantili 12 yolu” diye bir yazı yazdım hatırlarsanız. Altına da “eve gelene merhaba diyemeyen 13 yaşında çocuklarımız var. Merhabayı geçtim misafirin yüzüne bakarak “Bu kim! Niye gelmiş? Gönder gitsin” diyen, diyebilen gençlerimiz var. Ve daha da fenası: bunun hiç dert edilmediği ailelerimiz var” diye bir paragraf iliştirdim.

Dünya kadar mektup geldi. Hepsi yazdıklarımı destekliyordu. Herkes çocuklu ailelere gitmekten çekinir olmuş. “Acaba bugün evin çocuğundan hakaret işitmeden yemek yemek mümkün olacak mı?” diye korka korka misafirliğe gidenler mi istersiniz, nasılsa üstümüze bir şeyler dökülecek diye en eski kıyafetlerini giyip gidenler mi, kulağına balmumu tıkaç takıp gidenler mi...

Anne B.’den gelen mektup biraz farklıydı. Hem çok dürüst hem de çok objektif.

Paylaşmadan edemedim. Buyrun “içeriden” bir feryat:

***


Dünkü yazınızdaki beklentinizin aksine, ben bu dönem gençlerinin belirttiğiniz özelliklerinin farkında olup, kendi çocuğumda olduğunda iltimas geçenlerden değilim. Yazdığınız her satırın altına imzamı atarım.

13 yaşında bir kızım var, karı koca iyi üniversitelerden mezun, çalışan ve etrafımızdaki her türlü politik, sosyal gelişmelere duyarlı ve okuma alışkanlığı olan tipleriz. Düşündük ki kızımız da bizim gibi ülkesinde olan bitene az da olsa duyarlı olacak, hassasiyet gösterecek fakat gelgelelim, sizin de yazdığınız gibi senelerdir insanüstü bir gayret göstermemize rağmen bilgisayar-cep telefonu-müzik döngüsünü kırmak imkânsız gibi. Bu neslin çocuklarının boş zamanlarını gazete veya kitap okuyarak değerlendirme alışkanlığı yok. Hep derler ya siz yapın çocuklara örnek olun diye, bu kural bizde geçersiz.

Dediğiniz gibi gelene gidene karşı inanılmaz bir duyarsızlık: sanki hepsi afyon çekmiş gibi. Senelerdir gösterdiğimiz çabalarla “merhaba” ve “güle güle” demeyi öğrendi. (13 yaştan bahsediyoruz) Ev içi sorumluluklarını da alıyor (yatak toplama, sofra kurma kaldırma...) Şaka gibi ama vardığımız noktada bunlara sevinir olduk. Emin olun bu tipler bize de size göründüğü kadar sevimsiz görünüyor. Anne-babalarımız gibi görünmek istemem ama bizler (yaş 43) mahalle aralarında oynayıp, daha az konforlu hayatlar sürüp, gerektiğinde dayağımızı da yiyip mutlu çocukluklar yaşayan tiplerdik. Teknoloji, TV bunları duyarsız, salak bir kıvama getirdi. Tüm Türk toplumunu yaptığı gibi..

Sevgiyle kalın B.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Memleketimden Soma manzaraları
  2. En güzel imkanlara sahip morg
  3. Girit’te Konya’yı aramak
  4. Girit’in kalbine doğru
  5. Hayatımızı ne şekillendirir?
  6. Selanik’te Türkçe propaganda!
  7. Günlüklerin acı şahitliği: Delila
  8. Söylemesem olmazdı
  9. Gezi’den sonra 1 Mayıs artık manalı değil
  10. Ermeni meselesi hallolunmuştur

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.