Şafak Pavey’in konuşmasına dair
.
- Dinlediğin zaman, Pavey’in mimikleri ve güzel yüzü sayesinde çok etkileyici bir konuşma. Ancak metni tekrar tekrar okuduğun zaman anlam bütünlüğünde sorunlar olduğunu görüyorsun. Pavey tam olarak neyi savunuyor?
- “Meclis’in yaş ortalaması 50” diyor. Bu bir şikayet mi? Fazla mı genç buluyor? Veya yaşlı? Hasta ve yaşlı haklarının düşünülmediği dediğine göre genç buluyor olmalı. En genç vekil kendisi değil mi..
- Afganistan’da vs zorla başı örtülmüş olması ona ne tür bir ekstralık verir? İran’da ben de örttüm. So? Ses tonundaki gerilimden pek de hoşlanmadığı sonucunu çıkarttım ben.. “Ben başımın zorla örtülmesinden hiç hoşlanmadım, kendimi boğulmuş hissettim” diyorsa eğer “ben başımın zorla açılmasında hiç hoşlanmadım, kendimi kirlenmiş hissettim, bir daha kirletmeyeceğim” diyen vekile kızmaya hakkı yok o zaman. Vekil hanım üslupsuz olabilir ama onun itikadına göre durum böyle ise, bunu tıpkı Pavey gibi ifade etme hakkı vardır. Başka dinlerde de başka şeyler yapmak “kirletir”. Dindar bir Yahudi’de cumartesi çalışırsa aynı şeyi diyecektir.. Niye üstümüze alınıyoruz ki? Herkesin itikadı ve benzetmeleri kendine.
- “AKP’li başı açık vekiller yerlerini hak etmiyorlar, başı kapalılar gelsin”. Tartışmaya açık bir önerme ama konu bu mu? Partinin tasarrufu değil mi bu? Ayrıca Fatma Şahin’in hakkı neden yeniyor?
- “Polise de başörtüsü hakkı” gelmeliydi. Ok. “Polisle sorunumuz türban değil uyguladığı şiddet”. Buna da yıldızlı ok. “Ama kızlarımızın çoğu zorla başını örtüyor”... Bir yandan “haklarıdır” derken bir yandan yine bir eziklik atfetme, zavallılaştırma... Ne yapalım yani yasak devam mı etsin? Zorla örtündüyse mesleklerini kazandıktan, aile baskısından kurtulduktan sonra açarlar o vakit. Harbiden dert buysa.
- “Siz başörtüsü derdine düşmüşken ülkenin kadınlar köle seviyesinde. Dünyanın neredeyse en gerisi”. Çok doğru, çok haklı. Fakat kadının statüsünün bu halde gelmesi son 10 yılın işi mi? Hadi öyle olsun, artık örtülü olan kadın vekiller daha önce sorumlu değildi de şimdi mi oldu? Başörtüsü özgürlüğü ile yoksulluk ve ilkellikle mücadele çelişen şeyler mi?
- Bütün “ötekilerin” bütün “azınlıkların” bütün “ezilenlerden” bütün “farklı” olanların yenen haklarından kapanan kadın vekilleri sorumlu tutmak biraz haksızlık değil mi? Ama yine de çok iyi teklif. Özgürlük ve hak ihlaliyse mesele akan sular durmalı.
- “Dini tevazu ile yaşamak gerekmez mi?” Valla başka meclislerde bunu sormak, tartışmak mümkün ama bugünkü konumuzla alakası? Bir hak kazanımından söz ediyoruz. Kapıdan gösterişli girmeleri midir mesele?
- “Çiçekli örtüsü ve daracık pantolonuyla Çamlıca’nın kuytularında kızlar sevgilisiyle öpüşüyor” Başı kapalı bazı kızların ve erkeklerin bunu yaptığını hatırlatmak neye hizmet ediyor? Bu bana fena halde şu klişeyi hatırlattı: “Bırak onları. Hiçbiri samimi değil. Çarşaflı kadınların içinde jartiyer var!”
- “Birlikte yaşama efsanemiz çökmüş”. Böyle bir efsane hiçbir zaman olmadı. Her daim ezilen oldu, hor görülen oldu, ülkeden kovulan oldu. Şu an roller değişti.
- “Öç almak ve adalet karışmasın..” Çok doğru ama bu durumda zaten zamanında “öteki” tarafın ezildiğini yani birlikte huzur içinde yaşamadığımızı söylemiş oluyorsun.
- “Bütün özgürlüklerimizi Atatürk’e borçluyuz. Kuytu köşelerdeki öpüşme özgürlüğünü bile...” Ne demeli bilmiyorum. Biraz tarih okusak iyi olacak. Zamanın ruhu diye de bir şey var..
Sonuç olarak Pavey ne demek istiyor? “Başörtüsü serbestliği iyi oldu ama yakında bizi de kapatacaksınız” mı? “Madem bunu atlattık artık gerçek sorunları halledelim” mi? “Korkuyorum anne” mi? Ne harbiden?