Prensin delileri
.
Vatan Haber
Bana göre insanlar ikiye ayrılır: “Küçük Prens” kitabını okumuşlar ve okumamışlar.
Bir iki referansımdan biridir. Çaktırmadan sorarım: “Sence koyun çiçeği yemiş midir?”
“Yok! O kendini korumasını bilir. Tam dört dikeni var. Hem Küçük Prens tasmasını da takmıştır koyunun” diyorsa, o kişi birden gözümde başka bir değer kazanır.
Bir ara unuttum ben bu testi yapmayı. Bir iki yıl içinde ne büyük bir hata yaptığımı anladım. Çocukluğunda Küçük Prens kitabını okumamış bir insanda ne büyük eksikler vardır bilemezsiniz... Şimdi bana öfkelenip okuyanlarınız olacaktır belki ama... Çocukluktaki gibi olmayacak elbette... (Yine de okuyun, zararı olmaz...)
Bu yıl kitabın 70. yılı. Yazarı Antoine De Saint-Exupery, kitabı 2. Dünya savaşı sırasında ABD’de yazıyor. O nedenle kitabın ilk baskısı 1943’de Amerika’da yapılıyor.
Yazar ne yazık ki kendi ülkesi Fransa’daki baskısını göremeden ölüyor. Zira Exupery aynı zamanda bir pilot ve 1944’de Fransa’ya geri dönüp Almanlara karşı savaşmaya kalkıyor. Ama daha ilk sortisinde vuruluyor. Yıllar yıllar sonra, 2008’de, onu vuran Alman pilot “önümdeki uçakta yazar Antoine De Saint Exupery olduğunu bilseydim asla ama asla ateş etmezdim” diyerek nedamet getiriyor ama olan olmuş...
“Küçük Prens”, 70 yıl boyunca din kitaplarından sonra dünyada en çok dile çevrilen kitap oluyor. Ülkelerin sadece resmi veya anaakım dillerine değil azınlık dillerine, lehçelerine de çevriliyor. Türkiye’de bile Türkçe’den gayrı Kürtçe (Kurmanci) ve Lazca baskıları yapıldı. Sadece Almanya’da 29 lehçede basıldı inanabiliyor musunuz buna? Bunların 2’si artık kullanılmayan eski Almanca.
İşte bundan dolayı Küçük Prens’i okuyanlar da ikiye ayrılıyor: Dünyanın tüm Küçük Prenslerini toplayanlar veya toplamayanlar.
Yıldıray Lise 2008’den beri türlü dillerde ve lehçelerde basılmış Küçük Prensleri topluyor.
Bugüne kadar, yaşayan veya ölü 171 dilde ve lehçede Küçük Prens kitabı toplamış. Ama neler neler var! Afrika’da Mali’de konuşulan Bambara dilinde basılmış “zenci” Küçük Prensler mi, Hindistan’da basılmış esmer Küçük Prensler mi... Yapboz olanları, yarım kibrit kutusu kadar olanları, üç boyutlu olanları... Hatta hatta: Uydurma dillerde olanları bile var.
İşte bugünlerde de onun sergisi var Ankara’da Selanik Caddesindeki Tayfa Kitapkafe’de.
Sırf onun için bindim otobüse Ankara’ya gittim Pazar günü. Yolda gider gelirken biraz eziyet çektim ama gittiğime çok memnun oldum.
Harikulade bir bahar günü, ortalık 19 Mayıs’la şenlenmişken bahçede oturup bol bol Küçük Prens konuştuk Yıldıray ve bir başka koleksiyoner Mehmet Sobacı ile... Sobacı hoca daha da ileri düzey koleksiyoner. O her dilin ilk baskılarının peşinde. 680 kitap toplamış şimdiye kadar. Kızı Sılam, babasına doğumgünü için, kendi resimleri ve el yazısıyla bir Küçük Prens bile hazırlamış.
Çok seviyorum ben böyle tatlı delileri. Hele aile boyu olanlar daha da tatlı. Kendim de bir biriktiriciyim ve dünyanın bir başka ucundan bir Küçük Prens geldiği zaman çok mutlu oluyorum. Okuyabildiğim bir alfabe ise illa ki kıyafeti yüzünden keşfi kabul görmeyen Türk astronom bölümünü açık okurum. “1920’de halkını Avrupai tarzda giyinmeleri için ölüm cezasıyla korkutarak zorlayan Türk lider” için diktatör demişler mi dememişler mi merakla bakarım. Şimdiye kadar demeyen bir tek Azericesi oldu...
Şimdi söyleyin bana: Koyun çiçeği yedi mi yemedi mi?
Veya: Mîh gul xwarî ye?