Papazla “kafir” başkanın yemin savaşı
.
Başmüzakereci Egemen Bağış’ın AB görüşmelerini takip etmek üzere Hürriyet Gazetesi’nden Gila Benmayor ile beraber Atina’dayız. (Ben de yakında baş müzakerecinin baş muhabiri gibi bir şey olacağım ya, du bakalım hayırlısı.. Bu arada başmüzakerecinin Yunancasını öğrendim: Arhidiapragmateftis!!! 19 harf! Deli bunlar! 19 harflik kelime mi olur yahu!)
Fakat harikulade bir gün. Tam bir pastırma yazı. Ama öğreniyorum ki zaten kış hep böyle geçermiş bu şehirde. (Kuşadası’yla aynı enlemde)
Bugün AB görüşmelerinden söz etmeyeceğim.. Zira daha bir şey bilmiyorum.
Ama hazır gelmişken Yunanistan yerel seçimleri hakkında öğrendiklerimi anlatayım da biraz eğlenin.
Yunanistan iki haftadır seçimle yatıp kalkıyor. Belediye başkanlarını ve bölge valilerini seçmeye çalışıyorlar.
Geçen hafta birinci tur yapıldı. Buradaki seçim sistemi şöyle: Birinci turda yüzde 42 üzerinde oy alanlar direkt belediye başkanı veya vali seçilir. Ama kimse yüzde 42 oranında oy alamamışsa o zaman en çok oy alan iki aday ikinci tura gidiyor.
İşte ikinci tur bu Pazar yapıldı.
Ve beklenmeyen iki şey oldu. Atina ve Selanik’te PASOK kazandı.
Niye beklenmeyen? Çünkü PASOK 1,5 yıldır iktidarda ve fena halde yıpranmış durumda. Ülkenin kötü ekonomik durumu sebebiyle aldığı emekli maaşlarında kesinti yapmaktan IMF reçetesini harfi harfine uygulamak gibi önlemler halkın hiç hoşuna gitmiyor. Bunma rağmen Atina ve Selanik biri 33 biri 23 yıl sonra belediye başkanlığını Yeni Demokrasi Partisinden PASOK’a yani sağcılardan solculara kaptırmış durumda.
Yunan gazetecilerle konuşuyoruz hepsinin dilinde yeni Selanik Belediye başkanı.
Yannis Butaris hakikaten ilginç bir adam. Yunanistan’da çok bilinen Butaris marka şaraplarının sahibi. Çok zengin. 68 yaşında. 2000 yılından beri sol taraftan siyasetin içinde.
Hayli hızlı bir gençlik geçirmiş. Anarşist. Futbola düşkün. Selanik’in Aris takımını tutuyor ve her yıl dünyanın parasını da veriyor. Ama kulüp başkanlığı gibi bir derdi yok.
Sonra alkol batağına düşmüş. Kolonya içmeye kadar vardırmış işi. Uzun süre tedavi olmuş. Bunu da saklamıyor. 1991 yılında son viskisini içmiş ve kendi deyimiyle yeniden doğmuş.
Doğacı, çevreci, anarşist, solcu enteresan bir insan.
Fakat en ilginç yanı kiliseye karşı olması. İşte seçim kampanyasını dillere destan hale getiren de bu.
Selanik’in Metropolit’i (piskopos) hayli bağnaz bir adam. Domuz gribi salgını sırasında ayin sırasında ortak şarap kasesi kullanılmasın denince “Bunlar kutsal. Grip mrip bulaştırmaz” diyebilen biri. Atina’daki Omonia meydanındaki zencileri görüp “Burası kapkara olmuş. Yakında El Kaide’nin şubesini Atina’da açarlar..” diyebilecek kadar da ırkçı.
Butaris ile Selanik Metropolit’i (piskoposu) Antimos arasındaki çekişme Butaris’in karısının ölümüyle başlıyor. Butaris’in kanser olan karısı öldükten sonra yakılmayı vasiyet etmiş. Butaris karısını kilisede bir ayinden sonra yakmak istemiş. Metropolit şiddetle karşı çıkmış. “Yakılmak isteyenin kilisede işi ne? Ayini caiz değildir” demiş.
Butaris tartışmayı bitirmemiş ve Selanik’te bir krematoryum açılması için kampanya başlatmış.
Ardan zaman geçiyor Butaris başkan adayı oluyor. Bir toplantıda Butaris Metropolit için yobaz manasında “mücahittin” diyor. (Yunanca kelime aynen böyle!) Ve ipler kopuyor.
Metropolit onu dinsiz ilan ediyor, Butaris onu fakirlere yardım yapacağına kılık kıyafetine para harcamakla suçluyor vs vs.
Fakat esas kıyamet Ekim’de, Butaris, Selanik’in azizi Aziz Dimitrios günü kiliseye gidince kopuyor. Metropolit onu orada görünce köpürüyor ve herkesin gözü önünde “Senin burada ne işin var? Bilesin ki ben yaşadığım sürece sen belediye başkanı seçilemeyeceksin” diyor.
Fakat ne oluyor? Selanik halkı Butaris’i seçiyor! Ve geleneğe göre seçilen kişinin başkanlığa başlamadan önce dini bir yemin töreni yapması gerekiyor. Ve bu tören de daima şehrin metropoliti tarafından yönetiliyor.
Hadi bakalım! Şimdi herkes merakla bekliyor. Selanik Metropolit’i Antimos Butaris’i yemin ettirecek mi ettirmeyecek mi? Lafını yutacak mı yutmayacak mı? Ve bu ülkede laiklik diye bir tartışma yok ne acayip değil mi?
Atinalılarla İstanbulluların ortak özellikleri
- İkisi de kapalı tuvalet kapısını tıklatmak yerine açmaya zorluyor
- İkisi de korkunç araba kullanıyor
- İkisi de sigarayı yere en ufak bir suçluluk duymadan atıyor
- İkisi de kadınlara dik dik bakıyor
- İki tarafın esnafı de kasanın arkasında bezgin bezgin oturuyor
- İkisi de sokaklarda yaşıyor.. Durmadan hareket var
- İkisi de eğlenceye doymuyor, sabaha kadar suyunu çıkartıyor