Ne çektin be Artvin!
.
Artvin isyan ediyor.
An itibariyle 10 bin kişi Artvin’nin meydanını doldurmuş “Madene hayır!” diye haykırmakta.
Yanımda belediye Başkanı Dr. Emin Özgün, “Artvin Artvin olalı böyle bir kalabalık görmedi” diyor.
Kürsüye AKP dışındaki herkes çıktı. Başkan, MHP Milletvekili, 90 yaşında bir dede, “Yeşil Artvin” derneği...
Bütün dükkânlar kapalı. Hepsi personelini alana göndermiş. Türkiye’nin her yerindeki Artvinliler temsilci yollamış. Bursa’dan, Zonguldak’tan, Ankara’dan, Samsun’dan, İstanbul’dan... Türkiye’nin her bir yerinden 30 çevre derneği temsilcileri de geldi. Eski yeni birçok belediye başkanı da geldi. Beşiktaş’ın meşhur Çarşı grubunun pankartı bile vardı:
“Artvin ÇARŞI, madene karşı!”
En komik pankart ise Yalan Dünya’daki Vasfiye Teyze’nin karikatürünün olduğu bir pankarttı: “Ne çektin be Artvin. Madenciden HES’ten ne çektin be...”
Dün de anlattığım gibi Artvin’in içme suyunun sağlandığı tepelerde maden var. 23 yıldır Artvinliler burada siyanürle maden çıkarılmasına karşı mücadele veriyor.
2010 yılına kadar başardılar. Davalar açtılar, raporlar istediler, yürütmeyi durdurdular. Kanadalı maden şirketleri “halkı ikna edemedikleri” gerekçesiyle Artvin’i terk etti.
Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2011 yılında ülke genelinde 1343 maden alanının ihale edileceğini duyurdu. Maden alanı içerisinde, daha önce ruhsatı iptal edilen 205 hektarlık Cerattepe ile 4156 hektarlık Genya Dağı da vardı. Artvinli, “ihalenin yasaya ve usule uygun olmadığı, ÇED Olumlu Raporu olmadan ihale yapılmasının suç olduğu” gerekçesiyle itiraz etti.
Yapılan tüm girişimler etkisiz kaldı. 25.000 kişinin sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı yok sayılarak belirlenen günde ihale yapıldı.
İhaleyi Özaltın Gurubu’nun kazandığı, ÇED raporuna gerek olmadığı bildirildi.
11.06.2012 tarihi itibariyle verilen ruhsatın iptali için 258 kişinin taraf olduğu bir dava açıldı. Dava halen Danıştay’da.
NEDEN?
Maden Artvin’in içme suyu kaynaklarını kapsayan sahada açılıyor.
Ruhsata göre yalnızca Cerattepe’de en küçüğü 46 bin metrekare olan 4 adet “atık” havuzu yapılacak. 3 tanesi Hatila Mili Parkına, biri Fıstıklı’ya doğru, açık havuzlarda altın işlenecek. Yani, Artvinliyi besleyen su kaynaklarının bulunduğu bölgelerde siyanür havuzları açılıyor.
600- 1700 metre yükseklikte, yani Artvin’in tam tepesinde açılan maden sahası, şehrin içine kadar uzanıyor. Deriner Barajı’nın sular altında bıraktığı köylerin (Oruçlu ve Zeytinlik) yeni yerleşim yerleri de maden sahası ilan edildi. Artvinli sürgün ediliyor.
Ankara’da bu işlere karar verenler durumun vehametini anladığımız kadarıyla pek bilmiyor. Bir yandan Turizmi geliştirme ve koruma alanı ilan ediyorlar bir yandan da siyanürler maden çıkarılmasına rıza gösteriyorlar.
Artvinlinin istediği son derece basit: Siyanür dışında bir yöntem bulunana kadar maden çıkarılmasın! Ruhsatta bu şart koşulsun.
İnsanın hükümetinden “beni zehirleme” deme hakkı yok mudur? Devletin birinci görevi bu değil midir?