Namaza yumurtalı Yunan saldırısı
.
Dün dediğim gibi Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın Avrupa temaslarını izlemek üzere 3 şehirlik bir geziye çıkmış bulunuyorum. İlk durak Atina idi. Dün gece Brüksel’e geçtik. Bu gece de Dublin’e geçeceğiz.
Atina’yla ve bakan takibiyle ilgili daha esprili şeyler yazacaktım fakat Brüksel’de Uluslararası Archon “Dini Özgürlük” konferansını izler ve tam da Türkiye’deki Rumların, Ermenilerin, Süryanilerin, Musevilerin Alevilerin hayli kısıtlanan dini özgürlükleri masaya yatırılmışken, haber alıyorum ki Atina’da Atiki Meydanı’nda bayram namazını kılmaya çalışan Müslümanlara Yunan aşırı sağcı fanatikler yumurta atmış, cemaat imamın sesini duymasın diye etraflarında yüksek sesle çiftetelli çalmışlar.
Atina ne kadar utansa azdır herhalde. Medeniyetin beşiğinden geldikleri günlere bak! Ne kadar ayıp, ne kadar insanlık dışı bir hareket.
Mesele şu: Atina’da işler durumda bir cami yok. Osmanlı zamanından kalma bir iki güzel camii var fakat ikisi de amacı dışında kullanılıyor.
Atina’da neredeyse 250 bin Müslüman yaşıyor. Türk, Arnavut, Kosovalı, Pakistanlı, Bangladeşli, Afgan.. Dünyanın her yerinden gelmiş veya doğma büyüme buralı 250 bin Müslüman. Çoğunun artık oturma izni var, ev almışlar, vergilerini veriyorlar
Ve Müslümanların namazlarını kılacakları TEK bir camileri yok. Atina HavaalanıInda yola çıkmadan evvel dua edebilecekleri TEK bir mescitleri de yok. Daha fenası ölülerini gömebilecekleri bir mezarlıları yok. Cenazeleri ya Batı Trakya’ya ya da memleketlerine gönderiyorlar.
Bu kadar dindar bir ülkenin başkentinde başka dinlere müsaade yok.
Teselli edici olan tek husus Atina Polisi’nin duruma çok sıkı müdahale etmesi. Fakat yeter mi? Yetmez çünkü cami yapmamak bir “derin devlet” politikası olarak tıpkı Türkiye’de (tersinden) olduğu gibi burada da mevcut.
12 yıldır cami yapılması tartışılıyormuş Atina’da. Kilise önce karşı çıkarken (ve devlet de buna kendini yaslarken) bakmış olacak gibi değil onayını vermiş. Onun üzerine hükümet de tamam demiş ama sonra “derin devlet” devreye girmiş, oraya mı yapılsın, buraya mı, onun parasıyla mı bunun parasıyla mı, mimarisi şöyle mi olsun böyle mi derken..
Müslümanlar her geçen gün artmış ve işte sokaklarda kılınan bir bayram namazı sonunda ortaya bir yumurta rezaleti çıkıyor..
Meselenin içinde Yunanistan’ın kötü durumdaki ekonomisi de var elbette. İşsizliğin yüzde 12’ye çıktığı günlerde göçmenler anlaşılan bir hayli “sinir” bozuyor. Meydanda namaz kılmaları da bu siniri “patlamaya” dönüştürüyor.
Rum Ortodoks Kilisesi’nin 15 Ağustos Meryem Ana gününde Trabzon Sümela Manastırı’nda, Ermeni Ortodoks Kilisesi’nin de 17 Eylül’de Van Ahtamar’daki Surp Haç Kilisesi’nde yapılmasına izin verilen ayinleri bildiğiniz gibi takip etmiş, olumlu yönde haberler yapmıştım.
Akabinde bir hazımsızlık reaksiyonu veren MHP, Ani’deki Fethiye Camii’nde bir “gösteriş” namazı kılmıştı. Ben de demiştim ki becerebiliyorsanız Atina’daki Fethiye Camii’ni namaza açın. Ufaktır mufaktır ama cami camidir.
Şimdi bu teklifimi (bu sefer gayet ciddi ve samimi olarak) tekrar ediyorum.
Türk Yunan ilişkilerinin en iyi olduğu bu günlerde bu konuda iyi niyetli bir ısrar Müslüman dünyasında çok iyi bir reaksiyon alacaktır.
Yapılacak olan çok basit: Türk tarafı Heybeli’deki Rum Ruhban Okulun tekrar açılmasına izin versin, Atina’da da cami ve mezarlık yapılsın.
Derin devlet her iki tarafın yakasından düşsün.
Benim Bayram dileğim de budur. Derin devletlerden kurtulma..