Marmaray’ın patatesi
.
Marmaray’da yolcular durmadan imdat frenine basıp seferlerin aksamasına neden oluyormuş ya... Bir takım çılgınlar da “bunu Geziciler yapıyor” dedi ya...
Bundan sonra hakikaten böyle olur!
Ve “biz size demiştik” derler.
Zira paranoyaklar, paranoyalarını gerçekleştirmek için yaşarlar.
Karım beni aldatıyor paranoyasına sahip bir adam sonunda karısını o kadar bezdirir ki kadın hakikaten gider başkasıyla yatar. Adam da “ben biliyordum... ben biliyordum” diye kasım kasım dolaşır ortada...
Size komik bir hikaye anlatayım.
Yıl 1828. Yunanistan, Osmanlı’dan bağımsızlığını kazanmış. Harıl harıl memleket kurmaya çalışıyorlar. Tamam bağımsız oldular ama fakirlik, açlık da diz boyu.
Yunanistan’ın ilk devlet başkanı Yannis Kapodistrias. Daha önceden Rusya’nın dışişleri bakanı. “Bu memleketi açlıktan kurtarsa kurtarsa patates kurtarır” diyor ve Rusya’dan gemi ile patates getirtiyor. Patates çuvallarını limana indirtiyor ve isteyenin bedava alabileceğini söylüyor.
Fakat o sıralarda Yunan milleti patates nedir bilmiyor. Hayatında hiç görmemiş, yememiş. Yamru yumru şeyi bir şeye benzetemiyor. Bir iki aile dışında alan olmuyor.
Kapodistrias, Yunan halkını iyi bildiğinden yeni bir bildiri çıkarıyor: “Patates almak yasaklanmıştır”. Ve patateslerin başına da asker dikiyor. Ama nöbetçilere gizli komutu da şu: “Çalan olursa göz yumun!”
Yasak geldi ya, Yunanların kanına dokunuyor. Bir gecede patateslerin tümünü çalıyorlar. İşte o gece Yunanistan’ın patatesle tanıştığı ve Yunanların patatesin tadına varıp bir daha bırakamadığı gecedir.
Tamam konuyla çok alakası yok ama hikaye güzel, benim de anlatasım vardır. Ama şu kadar diyeyim, sen “Gezicilerin işi... Gezicilerin sabotajı” dedikçe Geziler yaratırsın. Zaten Gezi’yi de aynı güdük kafa yarattı. Durduk yerde eşeğin aklına karpuz kabuğunu sokmaktır bu.. Ve bunun hâlâ farkında olmayışınız hakikaten çok “eğlenceli”...
Şimdi Taksim metrosunda da aynı şey olmaya kalkar mı? Bence kalkmaz zira bunu yapanı önce yolcular tepeler. Zira hepsi işinde gücünde insanlar ve bir yerlere yetişmeye çalışıyorlar.
Üsküdar Kazlıçeşme arasına işsiz bol demek ki...
Yılmaz Ulusoy yine ağacımıza dadandı
Biliyorum bana gene çok kızacak, sabahın bir hayli erken saatinde arayıp bana gürleyeceksiniz ama başka çarem yok: Yılmaz Bey, adamlarınız yine 100 yaşındaki ceviz ağacımıza musallat oldular. Muhtemelen size otopark yapmak için binanızın yanındaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait yeşil alanda kazı çalışması yapıyorlar ve bu arada ağacımızın köklerine zarar veriyorlar.
1) Kamu malını işgal etmeyiniz!
2) Ağacımızı rica ediyoruz, hatta yalvarıyoruz rahatsız etmeyin! Zaten geçen yıl birileri siz rahat rahat inşaat yapasınız diye çılgın gibi budayıp kelaynağa çevirmişti, şimdi de otopark uğruna köküne kibrit suyu dökmeyin. Çok uzak değil sadece 200 metre ileride mahallemizin otoparkı var. Ziyaretçileriniz üç beş kuruş verip oraya park etsinler. Hem hemşeriniz Hasan Ağbi de kazanmış olur.
3) Orayı kendinize “bahçe” yapmaya niyetlendiyseniz, yeryüzü şeklini değiştirmeden yapın ne yapacaksanız. Bir masa üç iskemle atmanıza bir itirazımız olmaz ama kazı yapın beton dökmeye kalkmayın!
4) Büyükşehir Belediyesi siz de arazinize ve ağacınıza sahip çıkın lütfen! Bir otopark uğruna 100 yıllık ceviz ağacımız gitmesin gümbürtüye. “Başka yerlere ağaç diktik biz” mavalını da bize okumayın. Biz BU ceviz ağacını BU arsa üzerinde istiyoruz!