Kim bölücü acaba?
.
Fethiye Belediyesi’nin yarı Türkçe yarı Kürtçe bayram tebrikinden yola çıkarak şunlar aklıma geldi...
Almanya’da Neo-Nazi bir Berlin Belediyesi yarı Almanca yarı Türkçe bir noel kutlaması paragrafı yazsa ve altına da “Anlamadınız değil mi? İşte bunun için tek millet, tek vatan, tek dil, tek bayrak! İyi Noeller” dese...
Yunanistan’da Altın Şafaklı bir belediye başkası yarı Yunanca yarı Türkçe bir paskalya kutlaması paragrafı yazsa ve altına da “Anlamadınız değil mi? İşte bunun için tek millet, tek vatan, tek dil, tek bayrak! İyi Paskalyalar” dese...
Türk Dışişleri Bakanlığı ne yapardı acaba? Afişlerin hemen indirilmesini, belediye başkanının da görevden alınmasını isterdi.
Nota falan bile çekerdi.
Haklı da olurdu.
Zira yaptığı ırkçılıktır.
Türkiye, 100 yıldır ırkçılık yaptığı için bazılarına normal geliyor bu ama
Amerika’da ana dili İspanyolca olan Güney Amerika göçmenlerinin (Hispanik) yoğun yaşadığı şehirlerde veya New York özelinde mahallelerde İspanyolca reklamlar, billboardlar asılıdır. Hatta resmi yazılar, uyarılar bile iki dillidir. Maksat hayatı kolaylaştırmak, zorlaştırmak değil. Bu nedenle Almanya’da havaalanlarında da Türkçe uyarılar görürsünüz. Gerçi o uyarılar insanı biraz utandıran cinstedir (“Sıraya gir!” “Sıraya önden değil arkadan girilir” “Tekrar ediyoruz: Sigara kesinlikle yasaktır!”) ama olsun.
Düşünün aynı afişi Diyarbakır Belediyesi yaptırsaydı ve astırsaydı nasıl olurdu?
Çünkü tersi de geçerli. Madem Türkçe Kürtçe karışık “anlaşılmıyor” o vakit hepimiz Kürtçe konuşalım bitsin bu “çile”.
Dargınları birleştirmesi gereken Bayram, bazıları için “bölücülük” malzemesi bile olabiliyor ya...
Duru Türkçe meselesi
Fethiye Belediye Başkanı “Anadolu coğrafyasında bizi bir arada tutan en önemli faktörlerden biri de duru Türkçemizdir. Anamızın ak sütü gibi olan dilimiz. Bu anlamda dilimizin önemini vurgulamak için bunu yaptık. Şunu da itiraf edeyim, Türkçe mesajımızın Kürtçe anlamını birçok Kürt kardeşimize sorduk. Malatya’daki ayrı, Ağrı’daki ayrı, Diyarbakır’daki ayrı ifadeler gönderdi. Ari bir Kürtçeden bahsetmek mümkün değil. Lehçe ve kelime anlamlarında fark var. Türkçe Anadolu coğrafyasının ortak dilidir. Biz de bu bayram tebrikinde, tamamen ülke bütünlüğümüzün en önemli köşe taşlarından birinin dilimiz olduğunu vurgulamak için bunu yaptık. Birbirimizi anlayamayacak noktaya geleceğiz” demiş.
Duru Türkçe öyle mi? Birbirimizi anlamayacak noktaya geleceğiz öyle mi?
O zaman gelsin Yunus Emre’nin Türkçesinden birkaç kuple:
‘Işk da‘vîsin kılan kişi hîç anmaya hırs u hevâ
‘Işk evine girenlere ayruk ne meyl ü ne vefâ
Girçek ‘âşık olan kişi anmaya dünyâ-âhiret
‘Âşık degüldür ol kişi yüriye ‘izzeti kova
Her kim ‘izzetden geçmedi ‘âşıklık bühtândur ana
Hergiz girdügi yok durur ‘ışkıla ‘izzet bir eve
Diliyile ‘ışk diyenler bilmediler ‘ışk neydügin
Benüm cevâbum sen eyit ‘ışka ‘izzet midür bahâ.
Günümüz Türkçesinden bir hayli farklı değil mi! Ağrı, Malatya, Diyarbakır Kürtçeleri arasındaki farktan çok daha fazla.
Dil dediğin tam da böyle bir şeydir. Durmadan değişir. Zamandan zamana, bölgeden bölgeye. Anadolu’da eskiden bu Türkçe vardı. Ama başka Türkçeler de vardı. Halen de var. Aynı metni konuştuğu gibi yazsa Rize Çayelili farklı yazar, Erzurum Oltulu farklı. Resmi dil diye, eğitim dili diye aksanlar kalktı, bambaşka bir hal aldı. Pek yakında ortak bir Kürtçe de olacaktır. O zaman hangi argümana sığınacaklar acaba?