İlk Milli Casus Uydumuzda öğlen yemeği
.
İlk milli keşif uydumuz Göktürk 2, siz bu satırları okuduğunuz sırada çoktan Çin semalarından uzaya fırlatılmış olacak. Hem de Başbakanımızın da katıldığı bir törenle... Beş altı gün sonra da istihbarat yollamaya başlayacak.
O kadar keskin o kadar keskinmiş ki karayolundaki bir araç rahatlıkla görülebilecekmiş. Üstelik bilgiler açıktan değil, kripto ile yani şifreli yollanacakmış.
Keskin ama paylaşımcı değil... Tam bize göre!
Tarım ve erozyon için de kullanılacak deniyor ama esas işi askeri istihbarat...
140 milyon Türk Lirası’na mal olmuş...
Dünyayı daha güzel seyredebilmek için 140 milyon.
Maksat? Büyük güç olmak.
“Ne mutlu bize” mi demek lazım?
Ben, ülkende onca fakirlik varken nasıl büyük güç olunur onu bilemeyenlerdenim.
Türkiye nüfusunun yüzde 18’i yoksul.
Beşte biri taş devrinden bir tık öte bir hayat yaşıyor. Yani sadece karnını doyurabiliyor. Boğaz tokluğuna akıp giden bir hayat. Bunların bir bölümü ise bildiğiniz açlık çekiyor. Yani boğaz tokluğu bile yok.
Fakirlikte Avrupa’da 38. Sıradayız.
Krizdeki Yunanistan bile 18. sırada.
6 buçuk milyon işsiz var.
Biz şimdi ne olmuş olduk?
Kömür dağıtan casus uydu sahibi büyük güç!
Milli İstihbarat Uydumuz olunca bütün sorunlarımız hallolacak mı?
Bizim sorunumuz istihbarat elde edemiyor olmak mı yoksa o istihbaratı ne yapacağını bilemiyor olmak mı?
Bir yıl önce, 34 vatandaşımızı terörist diye bombalamıştık hatırlarsanız...
Bir yıldır, tam bir yıldır, ne bir açıklama yapıldı, ne adam gibi soruşturması yapıldı ne mahkeme açıldı. Uludere Örtbas Komisyonlarıyla şöyle bir gözümüz boyandı o kadar.
Uludere’nin yıldönümünde casus uydumuz oldu.
Bu durumda ne oluyoruz biz şimdi?
Kendi vatandaşının terörist olmadığını anlayamayan büyük güç.
Kömür bekleyenler şu tarafa, bombalanacaklar bu tarafa geçsin.