Hiç böyle ısınmamıştım yaşamaya
.
Vatan Haber
O, bana hep bir arkadaş, bir sırdaş, canımın içi tonton bir anneanne oldu. Çok kalabalık ve çok özel bir aile içinde sevilen, korunan, kollanan bir torun olma mutluluğunu yaşattı.
Anneannem seksenli yaşlara girdiğinde hastalığı da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
Ailece bir karar vermemiz gerekiyordu. Ya oturup ağlayacak, kötü sonu bekleyecek ya da hastalığın hızını yavaşlatmak için mücadele edecektik. Biz ikinci yolu seçtik.
Hastalık hızla ilerliyordu. İlerledikçe de anneanneme olmadık roller yüklüyor, o da olağanüstü yetenekli bir oyuncu gibi bu rollerin hakkını veriyordu.
Derken yaz geldi. Aramıza kızımız Gamze’nin katılmasıyla anneannem için yeni bir dönem başladı. Gamze’ye duyduğu sevgi onu canlandırdı, eski neşeli günlerine döndürdü. Gamze’nin bakımı, altının değiştirilmesi, yedirilmesi, uyutulması anneannemin göreviydi. Böylece yaşama daha sıkı sarılıyordu.
Gamze’nin bebekleriyle o da oynuyordu. Bazen de onunla küçük ve kıskanç bir çocuk gibi didişiyordu.
Anneannem farkına olmadan beni büyüttüğü günlere dönmüştü. Gamze’ye Arzu diyordu. Zaman zaman rahmetli dedemle kendince bir boylamda buluşuyor, ona beni anlatıyordu. Kırk yıl öncesine dönmüş, o yılların enerjisine kavuşmuştu. Pazardan alışveriş yapıyor, nefis yemekler yapıyordu.
Hastalığı yavaşlar gibi oldu ama davranış bozuklukları giderek arttı.
Artık her an farklı kişilikte, farklı yaşta bir anneannem vardı. Bazen sekiz yaşında bir çocuk, bazen on sekiz yaşında uçarı bir genç kız, bazen çocuklarının, eşinin üzerine titreyen bir anne, bazen de 90 yaşında bir büyükanne.. An geliyor mutlu zengin bir hanımefendi oluyor hemen arkasından zavallı bir dilenciye dönüşüyordu.
Özetle tam “güler misin ağlar mısın” denecek bir durum. Ama biz ne güldük ne ağladık. Onu, o anda nasılsa, hangi yaşta ve kişilikteyse öyle kabul ettik. Ona göre davrandık.”
Bu satırlar fotoğrafçı Arzu Sandal’a ait. 10 yıldır Alzheimer olan anneannesinin fotoğraflarını an be an çekmiş.
Anneannesinin hikâyesinin geri kalanını okurken küçük bir çocuk gibi hüngür hüngür ağladım. Alzheimer gibi çok çok zor bir hastalık ancak bu kadar sevgi dolu anlatılabilir ve yansıtılabilirdi.
Fotoğrafların her biri bir tablo. Yaşlı bir kadını model olarak kullanmanın zorluklarını herhalde tahmin edersiniz. Gençlerin ve güzellerin hükmettiği bir dünyada o yaşlı kadının fotoğrafları bana o kadar manalı, o kadar sahici geldi ki...
Kitabın adı “Eyvah! Anneannem Ergen mi Oluyor?” Ozan Yayıncılık’tan. Arzu Hanım’ın amacı yakını Alzheimer olanlara bir nebze yardımcı olmak. Kitabın geliri de Alzheimer Derneği’ne gidiyor. (Başlık Edip Cansever’den)