Halkın değerleriyle daha çok kim alay ediyor?
.
Başbakanımızın en sevdiği cümle bu olsa gerek. Konuyla ilgili olsun olmasın, kendisini sıkışmış hissettiği an bu cümle çıkıyor ağzından: “Halkın değerleriyle alay edemeyeceksiniz artık”
İktidarının ilk zamanlarında, hani “göbeğini kaşıyan insanlar” “bidon kafalılar” lafları utanmazca edilirken, başı örtülü insanlar apartmanın kapıcı sanılırken, bu laf nispeten doğruydu. Birileri hakikaten halkın bir bölümünü hor görüyordu.
O günlerde buna en çok karşı çıkanlardan biriydim. İçinde bulunduğum kesimin (laikçiler diyelim) onları (muhafazakârlar diyelim) tanımadan, tanımaya zahmet etmeden cahil, vizyonsuz, kıt kanaatli diye yargılamasına kızıyordum. Kızdığımı defalarca da yazdım. “Eleştirmeden önce kendine bak önce: Sen ne kadar entelektüel, ne kadar demokrat, ne kadar insan haklarına saygılısın?” Bu yazılarıma benim cephemdekiler çok kızıyor, arkadaşlarımla aram bozuluyordu. Uzaktan yakından bir ilgim olmadığı halde sırf bu yüzden adım AKP’liye çıktı. Halen de böyle olduğumu sanan çok...
Hâlbuki hiçbir zaman anlatamadım: Benim meselem partilerle ilgili değil. Ben halk içindeki bu ırkçılığa dayanamıyordum. Halkın halka ettiği zulümdü beni üzen. Her iki taraf da memleketin rengini kaçırıyordu.
Aradan on yıl geçti. Bana sorarsanız çok hızlı bir on yıldı bu. Türkiye’nin fikriyatının belki de en çok değiştiği bir on yıldı. İyi kötü birbirimizi tanıdık.
Muhafazakâr kesimden gelenlerin illa da şeriatçı, illa da kör kütük cahil, illa da cumhuriyet ve demokrasi düşmanı olmadığını gördük, anladık. Kimi takdir ettik, kimini sevdik, kimini eleştirdik.
Başörtülüleri artık caz konserinde de görüyoruz, 5 yıldızlı Antalya Golf otellerinde de ciddi düşünce kuruluşlarında da gazete köşelerinde de 1 Mayıs mitinginde de... Hatta 10 Kasım’da da... Herkesin bir başörtülü arkadaşı, değilse de tanışı, değilse de sınıf arkadaşı, değilse de komşusu oldu.
Bu iyi bir şey. Başörtülü görüp irkilen herhalde birkaç İzmirliden başkası kalmadı.
Şehir Tiyatroları’nın yönetimine daha fazla bürokrat sokma meselesine itiraz gelince, bildik kart çıkıverdi ortaya...
Tiyatrocular itiraz ederek Başbakan’a göre “halkın değerleriyle alay etmiş”.
Hâlbuki ortada ne alay var ne konuyla ilgili bir halk var ne de bağlantılı değerleri.
Tiyatrocular alınan son kararı eleştiriyor, Kenan Işık da istifa ediyor.
Bu kadar.
Millet ayaklanmış da “biz bu oyunları istemiyoruz, şunu istiyoruz, bunu istiyoruz, yönetime el konulsun!” demiş de hükümet de bu yönde karar almış da tiyatrocular ona mı itiraz etmiş?
Hayır. O zaman hangi halktan ve değerlerinden söz ediyoruz?
Boş, klişe, doldurma lafı diye es geçmek de mümkün.
Ama sonra şunu düşündüm:
Son on yıla bakınca halkın değerleriyle alay etmek denince akla ilk laikçiler mi gelir yoksa kendisi ve kabinesi mi?
Sanırım sık sık unutuyor. Bu ülkede çeşit çeşit insan var ve hepsi halk dediğiniz o havuzu oluşturuyor. Ve o havuzun sadece yarısı ona oy verdi. Ona oy vermeyenler de halk ve başka değerlere sahip olabilirler. Dahası ona oy verenlerin de farklı değerleri ve öncelikleri var.
İç İşleri Bakanı’nın ettiği lafları daha geçen gün listeledim. Her lafı halkın bir başka bölümünü hedef alıyordu ve son derece rencide ediciydi.
Başbakan’ın kendisi de defalarca halkın bazı bölümlerini aşağılayan, küçümseyen, horlayan, laflar etmiştir.
Çevrecilere vatan haini, beyinsiz, dindar olmayanlara tinerci, sanatçılara zavallı...
Bu hakaretlerin bir çoğundan ben de nasibimi aldım, kah çevreci enerjilerden yana olduğum için, kah dindar olmadığım için, kah ana dilde eğitimi savunduğum için, kah çocuksuz olduğum için, kah gazeteci olduğum için, kah bekar olduğum için.. Say say bitmez...
Hayatım boyunca değer ve önceliklerimle hiç bu kadar doğrudan alay edilmemiştir herhalde.
Sabah ayrı bir ayar, akşam ayrı bir ayar.
Başbakan o gün dinleniyorsa bir bakan seve seve hakarete devam ediyor.
Tekrar soruyorum: Son on yıla bakınca halkın değerleriyle alay etmek denince akla ilk laikçiler mi gelir yoksa kendisi ve kabinesi mi?
Günün twiti:
Beşinde okula gönder, onunda meslek seçtir, lisede evlendir, sütle zehirle, tecavüzüne göz yum... Bu çocuklar size ne yaptı yahu? Bi sevseniz..