Hafta sonuna mükemmel iki öneri
.
- Orman içinde nefes almak için: Ortanca Evleri
İstanbul’dan, diyelim Beşiktaş’tan hepitopu iki saat uzakta, şipşirin bir orman pansiyonu. O kadar sevdim o kadar sevdim ki “tamam artık burada yaşıyorsun” deseler en küçük itirazda bulunmazdım. Bildiğin “Yedi Cücelerin Evleri” sanki.
Güzel olan şey şu: Tek bir damla beton yok! Beton ve çimentonun ne kadar bunaltıcı malzemeler olduğunu, OLMADIKLARI zaman anlıyor insan. Faruk bey her şeyi ahşaptan yapmış. Önce kendi evlerini yapmışlar tamamen ahşaptan. Sonra eş dost gelsin diye 4 evcik kondurmuşlar arazinin çeşitli yerlerine. Duşu tuvaleti, verandası olan gayet sevimli kulübeler... Eş dost derken bir yıldır isteyene de kiralıyorlar.
Fakat en güzel yer mutfağın, oturma odasının ve yemek masasının olduğu büyük camlı sundurma... Ortasına nefis bir kuzine kurmuşlar. Allahım nasıl da özlemişim kuzineyi... veya anneannemin deyimiyle “maşinga”yı... Şömineden çok daha fazla seviyorum maşingayı. Kuzinenin dışında sundukları güzel müzik, bir sürü kitap ve dünyanın en dostane kedi ve köpekleri... Ve bittabi tabiat. Lüks, şatafat ve televizyon meraklılarına çok uygun değil, baştan söyleyeyim de kimsecikler mutsuz olmasın.
Sahipleri Faruk Bey’le ve Nihal Hanım. İstanbul’u bin yıl önce terk etmiş çok tatlı bir çift. Güzel yeğenleri Doğa hanım da telefonun Yer Adapazarı’na bağlı Boğazköy köyü. Konaklama ücreti iki kişi sadece 100 TL. Yemek ve kahvaltı için konuşun.
Doğa Hanım: 0534 7119083
www.gezginsincap.com
- Bir tayla dostluk kurmak için: Büyükannenin Çiftliği
İzmit dolaylarında, akıl almaz bir sevgiyle işletilen bir çiftlik. “Büyükanne” ismi boşuna değil. Arazi hakikaten büyükanneden kalma. Büyük bölümünü satmışlar ama geriye kalan da az buz değil: 22 dönüm.
Beni en çok etkileyen hayvanların mutluluğu oldu. Hayatımda hiç bu kadar cana yakın, dostane ve klişe olacak ama “sevgi dolu” atlar, eşekler, köpekler, kediler ve hatta boğalar görmemiştim. Hangi birine yaklaşsak hepsi büyük bir coşkuyla ve hiç ürkmeden yanımıza geldi. Her biri kendini sevdirmek için yarıştı.
(Hele bir tay var! bkz: Kendini kedi sanan at!) Hepsinin bir hikayesi de var. Köpeklerin büyük çoğunluğu terk edilmiş hayvanlar. Eşek, nesli tükendiği için Kütahyalardan bulunup getirilmiş. Fakat ortam bir barınak havasında kesinlikle değil. Düzenli, bakımlı, temiz... Hayvanların hepsi iyi bakılıyor, hepsi mutlu.
(Atlara binmek mümkün bu arada. Hiç bilmeseniz de öğreten var...)
Kalacak yerler ahşap ve tuğladan yapılma çok güzel evler. Modellerini çok iyi seçmişler. Hepsinin kocaman bir verandası, verandalarında barbeküleri var. İçlerini ben olsam başka türlü döşerdim ama çok da önemli değil. Kışın sıcak, yazın serin...
Yemekleri çiftliğin sahipleri Çimen Hanım ve eşi Deniz bey yapıyor. Bahçede kocaman bir mangalda nefis ızgaralar yapıyorlar. Üstelik “şitake” mantarlarını da kendileri yetiştiriyor. Zaten bir çok şey çiftlikten. İnek sütü, keçi sütü, yumurta, mantar, yoğurt... Kahvaltıda yedi otlu çok özel bir yumurta çıkıyor. Cidden çok güzeldi. www.gezginsincap.com 05344818038