Şampiy10
Magazin
Gündem

Gurme inekler dünyası

.

ABONE OL
Vatan Haber

İnsanların neden yükseklerde yaşadığını anlamak için bir gece dağda uyumak yeterli. Sabah o kadar güzel, o kadar mutlu uyanıyor ki insan! Yorgan altından başını çıkarıyorsun ve yeşil yamaçlara, karlı dağlara bakıyorsun.. Yeniden doğmuş gibi mi desem, yeniden şarj olmuş gibi mi... Minik yavru bile başka uyandı... Yüzündeki gülücük bile sanki başkaydı...

Bulunduğumuz yer Artvin’in Yusufeli ilçesine bağlı, tahminen 1600-1700 metre yüksekte, yarısı terk edilmiş ufacık bir köy. Az ilerisi orman. Daha ilerisi Kaçkarlar ve Altıparmak dağları. Hayat kolay değil. Bakkal makkal yok. Su, cılız iki pınar. Ama biri bu yıl kurumuş. Evler çoğu ahşap. Onların da bir bölümü monoblok kütükten. Gürcü stili. Kütükten benzer evleri İznik’in dağlarında görmüştüm. Onlar da Gürcü göçmenlerinin evleriydi.

Hayat burada hakikaten kolay değil. Ama hakiki! Ne yemek istiyorsan kendin yapacaksın. “Kendin pişir, kendin ye” lafı burada şöyle: Et mi yemek istiyorsun? Önce kendi ahırını kendin yap, kendi ineğini kendin al, kendi otunu kendin topla, kendi yoncanı kendin yetiştir, kendi ineğini kendin büyüt, kendi ineğini kendin çiftleştir, kendi buzağını kendin doğurt, kendi dananı kendin kes, kendin parçala, kendin biftek haline getir, kendin soğanla baharatla yoğur, kendin şişe diz, kendi odununu kendin topla, kendi ateşini kendin yak... İşte ancak ondan sonra “kendin pişir, kendin ye” olsun... Veya ekmek mi yemek istiyorsun? Önce kendi fırınını kendin inşa et, sonra kendi mısırını kendin ek, sonra kendi darını kendin kurut, sonra kendi darını kendin öğüt, sonra kendi hamurunu kendin yoğur, sonra kendi fırınını kendin yak, ancak ondan sonra “kendin pişir, kendin ye”... Özetle her şey “dünya bir toz ve gaz bulutuydu”dan başlıyor burada...

***


Sabah ilk iş inekleri sağmak... İneğin ne kadar kaprisli bir hayvan olduğunu bilir miydiniz? İnsana dair ne kadar haslet varsa hepsini taşıyor mübarek! Kıskançlık mı istersin, adam kayırma mi istersin, yemek seçme, oburluk, birbirini çekemezlik, kavga, dedikodu, aynı zamanda evlat sevgisi, aşk, vefa... Gebelikleri de bizim gibi: Dokuz ay 10 gün. Yavruları da bizim yavrular gibi: hiperaktif. “Deli Dana” lafı hastalık ismi olmadan önce sığır yavrularının çayıra çıktığı zaman yaptığı abuk subuk hareketlerden geliyor. İnek, sevmediği veya tanımadığı kişiye sütünü vermezmiş mesela. Memeleri ağzına kadar süt dolu ama sana gıcıksa tek damla sağamazmışsın... Sevdiği kişi diyelim evin nenesi mi, öbür kişiler nenenin hırkasını giyip, onun gibi kambur yapar öyle girerlermiş ahıra. Sonra inekler birbirlerini de kıskanırlarmış. Biri sağılırken beriki baktı onun sütü daha bol, hop kovaya tekme atmaya veya (çok affedersiniz) içine işemeye kalkarmış... Ay Allahım acayip de gurme bir hayvan! Sevdiği otlar var mesela. Onu yedi mi mutluluktan coşar bol bol süt verirmiş. Ve o otlar da illa ki en ulaşılmaz en sarp yerlerde olurmuş. Ayşe, inekler için nerelere çıktıklarını gösterdi de “ben süper dağcıyım, düz duvara tırmanırım, he de de, hö dö dö” diyenler ipsiz ve ayağında plastik pabuçla oralara tırmansın da göreyim onları. Sonra da o otları sırtında 15- 20 kilometre taşıyacak ama!

***


Ahhh burada o kadar başka bir dünya var ki... Her çocuğun gelip burada staj yapması gerekir... Düşünsenize internet sadece camide var hahaha... Şımarık beyaz Türk çocukları çıldırır herhalde! (Beter olsunlar, biraz adam olsunlar, insanlık öğrensinler...)

Aşağıya inince bunları unutup ve zırva zırva meselelerle ilgileneceğim diye ödüm kopuyor... İnternet ve telefonsuz bir yerde olmak ne güzel anlatamam...

Yazarın Diğer Yazıları

  1. Memleketimden Soma manzaraları
  2. En güzel imkanlara sahip morg
  3. Girit’te Konya’yı aramak
  4. Girit’in kalbine doğru
  5. Hayatımızı ne şekillendirir?
  6. Selanik’te Türkçe propaganda!
  7. Günlüklerin acı şahitliği: Delila
  8. Söylemesem olmazdı
  9. Gezi’den sonra 1 Mayıs artık manalı değil
  10. Ermeni meselesi hallolunmuştur

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.