Gezgin Çilek ve Şirince’nin ruh merhemi ezanı
.
Ufaklık ile memleket turumuz tam gaz devam ediyor... 6 aylık bebekle seyahate çıkmak çılgınlık tabii. Ama iki büyük şansım var: BİR) Çilek bebe kıl bir çocuk değil. Zırva zırva ağlamıyor. “Orası bilmem ne uyuyamam, burası bilmem ne mıçamam” diye bir kaprisi yok. İKİ) Canına yandığımın Türk milleti çocuk seviyor.
Şirince’de bir hafta Müjde teyzesinin yanında kaldık. Ay Allahım nasıl güzel bir havası var oranın! Alt tarafı 500 metre yukarıda ama aşağılar yanarken nasıl güzel bir serinlik, ferahlık, esinti... Her sabah bebişle köy yollarında (pusetinin el verdiği ölçüde) uzun uzun yürüyüşlere çıktık. Kuşları, böcekleri, ağaçları tanıttım ona. Otları, çiçekleri koklattım. Kedi, köpek, keçi, tavuk gösterdim. Şirince’nin güzel manzarasına baktırdım... Açık havaya çıkınca çoğu zaman uyuya kaldı ama olsun... İlla ki aklında bir şeyler kalmıştır...
Herkes ziyaretine geldi. Nazilli’den Pınar Ablası (Pınar Kaftancıoğlu, “İpek Hanım’ın Çiftliği”nin sahibi) ona şahane organik şeftaliler, şahane mamalar, çorbalar getirdi... Elden ele, kucaktan kucağa herkesin sevgilisi oldu çıktı...
Memleketin ve hatta belki de dünyanın en güzel ezan söyleyen müezzini de kesinlikle Şirince’de. Kendisiyle tanışamadım. Sesinden genç biri olduğunu tahmin ediyorum. Tanışıp teşekkür etmeyi çok isterdim. Memleketin tüm bağırış çığırış (ve bence berbat) ezan okuyanlara inat Şirince’nin müezzini adeta fısıldıyor... İyilikten, güzellikten söz ediyor sanki... Öteki dünyadan sesleniyor sanki. Acele etmeden, sinirlenmeden, dikte etmeden, rezil rezil ses denemeleri yapmadan, dostça... Ezan vakti yaklaştıkça “lütfen o okusun” diye dua ediyorum. (Bir başka müezzinle nöbetleşe okuyorlar zira) Sahurda, ezandan önce bir dua okuyor, yemin ederim o dakika kapanıp hidayete varasım geliyor. “Ruh merhemi” diye bir ey varsa işte bu o!
Elimde bir güç olsa, memleketin tüm camilerinden (ama bilhassa ANKARA’DAKİLERDEN!!!) o müezzinin ezanını okuturdum. Bu ezan sayesinde memleket hakikaten başka olur, hakikaten sakinleşirdi... Birbirimizi sevmeye, anlamaya başlardık. Anti depresanımız, trankilizanımız, regülatörümüz, emülgatörümüz olurdu.. O derece... Tanıyan varsa selam yollasın benden...