Genetik ayrımcılığa hazır mısınız?
.
Geçen hafta muayene olduğum medikal onkoloji uzmanı Dr. Süalp Tansan, genetik test yaptırmamı tavsiye etti. Daha tıpça demek gerekirse BRCA1 ve BRCA2 mutasyon analizi istedi.
Ne işe yarar genetik testi? Senin kansere yatkınlığını ölçer. BRCA1 geninde hata taşıyorsan mesela, meme kanseri olma ihtimalin yüzde 80.
Peki bunu bilmek ne işe yarar? İşte orası size kalmış. Ruh hastası olup karalar bağlamaktan başlayıp, efendi efendi üç ayda bir kontrole gitmek arasında gidip gelebilirsiniz.
Veya daha radikal bir çözüm: Meme içini tamamen boşaltıp yerine silikon protez taktırabilirsiniz. Zaten moda değil mi? Diyelim testi 20 yaşında yaptırdınız, eh zaten memeler de diyelim pek arzu edildiği gibi değil, yaptır gitsin. Bir tek çocuğuna süt veremeyeceksin. Hele ki çoktan doğurmuş, şekil şemail da dağılmışsa, o zaman hiç mahsuru yok.
Ama meselem bu değil. Ben tam genetik test araştırmaları yaparken “Time” dergisinin web sitesinde Adam Cohen’in makalesine rastladım.
Makale Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan çok korkunç yeni bir akımdan söz ediyor: “Genetik ayrımcılık.”
Sadece 2011 yılında 245 kişi, genetik ayrımcılığa tabii tutuldukları gerekçesiyle Eşit İş Fırsatı Komisyonu’na şikâyette bulunmuş. Son olarak da Pamela Fink isimli bir kadın, genetik testinde kanser geni pozitif çıktığı için işten çıkarıldığı iddiasıyla işyerine dava açmış. Herkes sonucu merakla bekliyor.
ABD’de genetik ayrımcılığı yasaklayan bir kanun var. Kısa adı GINA olan bu yasaya göre işverenlerin çalışanlarını “genetik bilgilerine” dayanarak işten çıkarmaları yasak. Hatta bu bilgiye dayanarak işe almayı reddetmeleri de yasak. Yasa sadece işverenleri kapsamıyor, sigorta şirketlerini de kapsıyor. Sigorta şirketlerinin genetik teste göre fiyat biçmeleri hatta insanların genlerini araştırmaya kalkmaları bile yasak.
Ama bu yasaya rağmen ABD’deki işyerleri ve sigortalar genetik ayrımcılık yapıyor ve önümüzdeki günlerde de bunun artacağından endişe ediliyor. Zira insanların henüz ne yasadan ne de genetik ayrımcılıktan haberi var. Fırsat bu fırsat deyip bu durum kullanılıyor.
Türkiye’de genetik test henüz yeni. Üç dört yıldır duymaktayım. Benim testlerimin toplam fiyatı nedir diye biraz soruşturdum, 3700 TL ila 4000 TL arasında fiyatlar aldım birkaç laboratuardan. Pahalı olduğu için bizde yaygınlaşması zaman alacaktır. Ama olmayacak manasına gelmiyor. Yeni şeylere çok meraklıyız zira.
Bu testlerden sadece kanser olma ihtimali değil, Alzheimer ve kalp krizi ihtimali de çıkıyor.
Türkiye’de özel kalması gereken hiçbir özel kalmaz biliyorsunuz. Genetik testlerin de gizlice sigorta şirketlerine satılacağından hiç kuşkum yok. Telefonun dinleniyorsa zaten hapı yuttun demektir.
Google aramada “genetik ayrımcılık” diye girdim, Türkiye’den bir doktor şöyle konuşmuş: “Genetik ayrımcılık; herhangi bir kişinin, kanser gibi herhangi bir hastalık riskini arttıran bir gen değişikliğine sahip olması nedeniyle sigorta şirketleri ya da işverenler tarafından farklı muameleye tabi tutulmasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası her türlü ayrımcılığı yasakladığına göre, bizim açımızdan genetik ayrımcılık da pek geçerli olmayacaktır.”
Bana sorarsanız çok “iyimser” bir yaklaşım olmuş. Ayrımcılık genel olarak yasak diye (ve sanki hiç yapılmıyormuş gibi) bu konuda da rahat olmamız akıl kârı değil.
Türkiye ayrımcılıklar ülkesidir. En ayrımcı kuruluş da devletin ta kendisidir. Anayasa aksini söylese de azınlıklar devlet memuru ve subay olamaz mesela. Dini görüş yıllar içinde bazen lehte bazen aleyhte sonuçlar verir. Kadın olmak her zaman aleyhte sonuç verir. Genetik olarak doğurabiliyor olmamız yeterince “suç”tur.
Hoca yellenince cemaat beş katını yaptığı için halk da devleti kadar ayrımcıdır. Eşcinseller sırf bu nedenle (ahlaksızlık bahanesiyle) işten atılabilir, zaten çok belli ediyorsa işe bile alınmaz. Kadınlar az paraya çalıştırılır, işten de en önce onlar çıkarılır.
Ve fakat en fenası mahkemeler. Onlar da “derin devlet ideolojisinden” ve “sığ halk temayülünden” amade olmadığı için hakkınızı kolay kolay elde edemezsiniz.
Tek teselli şu: Genetik mirasının kötü olma ihtimali herkesi ilgilendiren bir şey. Dindar, dinsiz, Ermeni, Türk, kadın, erkek, eşcinsel fark etmiyor. Hiçbirimiz mükemmel genlere sahip değiliz. Belki de eşitlenebileceğimiz tek durum bu.