Böyle din adamları da var...
.
Vatan Haber
Yunanistan’da ileri derece ırkçı bir parti var: Altın Şafak. Daha önce yazdım: Yunanistan’da yaşayan yabancılara karşı alçakça bir kampanya yürütüyorlar. Sokaklarda zenci avına çıkıyorlar, bulduklarını dövüp hastanelik ediyorlar. Kan topluyorlar ama sadece Yunan ve Ortodoks olanlara vermek üzere. Fakirlere bedava gıda dağıtıyorlar ama sadece vaftiz kağıdını getirene... Türk ve Müslüman düşmanlığını hiç saklama gereği duymuyorlar elbette ki. Demek istediğim açık ve seçik bir ırkçı söylem ve edimleri mevcut. Bunlara oy verenler de oldu, mecliste 17 sandalye ile temsil ediliyorlar.
Yunanistan’da Altın Şafak’ı eleştiren de partiyle alay eden de çok. Ancak hepsinden daha anlamlı bir eleştiri bundan dört beş gün önce Batı Yunanistan’ın Mesolongi şehrinden geldi. Nafpaktos bölgesinin Metropoit’i (bölgenin en yüksek mertebeli din adamı/dini yöneticisi) Ierotheos Altın Şafak’ın nazi ve faşist saldırılarının kabul edilemez olduğunu söyledi.
“Fakir, savunmasız, hasta insanlara karşı yapılanlar insanlık dışıdır. Aynı zamanda din dışıdır. Belki bazı din adamları (Ortodoksluğu bayrak edindikleri için) Altın Şafak’a destek verebiliriler. Geçmişte diktatörlere destek veren din adamları da olmuştur. Ancak bunlar tekerrür etmemeli. Tarihten ders almalıyız. Dinimiz adına yapılanlar dinimize aykırıdır”
174 fasa fisosu
Tane tane yazacağım.
- Lüfer diye bir balık var.
- Bu hayvanın her boyuna başka isim vermişiz.
- En bebeği: Defne yaprağı. İlkokula başlayanı: Çinekop. Liseye gideni: Sarıkanat. Evleneni: Lüfer.
- Bir hayvanı evlenip çoluk çocuğa kavuşmadan yersek o hayvan tükenir. Doğurmamış/yumurtlamamış hayvan yenirse bir daha geri gelmemek üzere tükenir! Tekrar ediyorum: TÜ-KE-NİR! Almayın ve aldırmayın!
- Hadi bu umurunuzda değil o zaman son kartımızı oynayalım: 20 santimin altındaki lüfer artık YASADIŞI! Avlayan suçlu, satan suçlu. Vicdanen alan da suçlu... Uyuşturucu almak farz edin. Veya hırsız malı almak...
- Gel gör ki pazar tezgâhlarında çinakop da var, sarıkanat da. Marifetmiş gibi en önde!
- İkna ederim belki deyip balık satıcısına “yapmayın bunu” diyorum... Cevaplar “Halde satılıyor...” “Aynı ağdan çıkıyor, balıkçı ne yapsın...” “hiç işin yok mu senin abla?” “yeaa manyak mısın yeaaa...”
- Her bir şeye höt zöt devletimiz kendi yasağını kendi uygulamakta nedense pek aciz. Yavru balık ihbar hattı 174 telefonu bazen açıyor bazen açmıyor. “Pazarda gördüm” diyorsun, “pazarlara biz bakmıyoruz” diyor. Zabıtaya gidiyorsun “tamam bakarız” deyip sallıyor. Gelinim sana yasak koydum, kızım sen bil işini...
- Beni mahallenin deli teyzesi/manyak karısı haline getiren bu sistemden bıktım usandım. Şimdi hakaret etsem mahkeme açmaya üşenmezsiniz ama balığımız kurtaralım deyince yoksunuz... Bravo!
Tamer’in şiirindeki dizeyi hatırladım yeniden ve yeniden
“Ben olsam utanırım, bu ne biçim öğrenci?
Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten.”