Bayram sonrası rejime girmiş kadınlara ne yapılmaz
.
- “Üzme kendini.. Sen böyle de güzelsin” demek... Aslında çok rahatlatıcı bir laf ama cesaretlendirici değil. Bırakınız versin 5-6 kilo.
- “Nasılsa veremeyeceksin.. Neden kasıyorsun” demek... Direkt kavga! Güven yok, inanç yok, sevgi yok... Hiçbir şey kalmadığının bariz belirtisi... Boşanma geldim geliyor...
- “Ben sende bir fazlalık görmüyorum” demek. Çok iyi niyetli ama yalan olduğu çok belli.
- “Versen ne olacak, vermesen ne olacak...” demek. Bakınız madde 2.
Nasıl bir umut kırma arkadaş bu!
Sadece rejimi değil yaşamayı da bıraktırır adama... Ama doğrusu bunu diyeni bırakmak...
- “Dondurma/cips/çikolata ister misin?” diye sormak... Eve bunlarla gelmek... Resmen hainlik...
- Evde pişen yemekleri beğenmemek, dışarıdan pizza ısmarlamak...
- “Nerden bulursun bu saçma sapan diyetleri... Spor yapacaksın spor!” diye azarlanmak... Yanlış değil ama tek başına spor zayıflatmaz. Ayrıca saçma ise doğrusunu sen bul o zaman!
- “Genlerin bozuk kızım senin” deyip annesinin kilolarından söz etmek...
- “Benim şikâyetim yok” demek... İyi niyetli, rahatlatıcı bir söz ama dünya sadece sizin etrafınızda dönmüyor.
Sihirli cümle ve davranış:
“3-5 kilo verirsen harbiden bomba olursun. Ben de sana uyarım, hadi başlayalım” demek ve iyi bir yürüyüş ayakkabısı hediye etmek!
Unutmayın:
İlişkilerde kadın mutluysa erkek de mutludur. Onu mutsuz ederek mutlu olmanız imkân dahilinde değil...
Çok zor arkadaş...
- 43’ünden sonra rejim yapıp zayıflamak..
- Çocuk sahibi olduktan sonra iklim raporlarına kayıtsız kalmak..
- Türk eğitim sisteminin değişim
hızına adapte olmak..
- Soğukların başladığı günlerde “doğru” giyinmek..
- 8 aylık bebekle yatıya misafirliğe gitmek..
- 40 beden olup yine de şık ve zarif olmak..
- Hakkındaki “soğuk ve asabidir”
intibaını yok etmek..
- Yunanca denen zalim dili
öğrenmek.