Başka cinayetler işlensin mi isteniyor?
.
İnsan böyle günlerde ne yazmalıdır?
Kolera günlerinde aşk/rejim/seyahat/edebiyat yazıları olur mu?
Olabilir mi?
Olmuyor.
Pazar diyorsun arada bir attırıyorsun sonra –mesela eli bıçaklı katilleri salıverdiklerinde- eli böğründe kala kalıyorsun.
Sonumuz ne olacak bilmiyorum.
Türkiye eski karanlık günlerine geri döndü.
Katiller sokağa (yeniden) salındı. İnsanları koyun boğazlar gibi öldüren insanlar, bomba atıp öldüren insanlar, onları bunları yapsınlar diye azmettiren, ellerine silahlarını, krokilerini veren insanlar yine aramızda.
Nefret suçunu binlerce kere işlemiş insanlar yine aramızda.
İçeri girdiklerinde ne kadar “kayboldukları” tartışılır gerçi ama şimdi onlar bedenleriyle de aramızda.
Pek açık seçik ifade ettikleri gibi: Kaldıkları yerden devam edecekler.
Gururla, daha da şişmiş özgüvenleriyle.
Kışkırtmaları, teşvik etmeleri, gazlamalarıyla…
Kim artık kendini güvende hissedebilir?
Kim artık evinde otururken aklına bir gün güpegündüz boğazlanabileceğini getirmeden mesela bir twit atabilir?
Mesela facebook’a girip bir şeyler yazabilir?
Haşhaşiler esas şimdi çıktı meydana.
Bugüne kadarki “önlemler” demek ki yeterli gelmedi ki iyi bir temizlik için “kadro” yeniden bir araya getirildi.
Yeni Hrant Dink cinayetleri olsun diye...
Yeni Danıştay baskınları olsun diye…
Yeni “istenmeyen”ler öldürülsün diye…
Katil ruhlu olsam ben bile gaza gelirdim… Madem nasılsa salınacağım…
İçimdeki ses önümüzdeki günlerde korkunç bir cinayetin daha işleneceğini söylüyor.
Bu sefer öyle zavallı bir Ermeni gazeteci olmayacak üstelik.
Tahminimi tabi ki söylemeyeceğim.
Sadece olmaması için dua edeceğim..
Allah sonumuz hayretsin…
Tabii Allah bizi terk etmediyse…