Yaşamadan anlaşılabilir mi?
.
6 fotoğraf karesi var bugün sizle paylaşacağım.
Her gün haberlerde duyduğunuz Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nden...
Ölüm haberlerinin, yaralı haberlerinin, şehit, gazi haberlerinin geldiği yerden.
Sur içinde ya da aynı gerçeğin yaşandığı diğer il / ilçe merkezlerinde görev yapan güvenlik personelinin nasıl bir çatışma ortamında mücadele ettiğini gösteriyor bu fotoğraflar.
Fotoğraf 1:
Hedefinizde bir bina var...
Kapı ve pencere girişleri El Yapımı Patlayıcılar (EYP) ile tuzaklandığı için ancak duvarını kırarak girebileceğiniz bir ev...
Ve içeride sizi neyin ya da kimin beklediğini bilmediğiniz bir ev.
Fotoğraf 2:
İlk bakışta, görüntü normal...
Yerde yastıklar, minderler...
Yastıklardan birinin arkasına yine bir EYP tuzaklanmış. El işlemesinin üzeride El Yapımı Patlayıcı...
Bir anlık dikkatsizliğin bedelini hayatınızla ödeyebilirsiniz.
Fotoğraf 3:
Kapısına yaklaştığınız bir ev daha...
Hemen girişte bir çocuk bisikleti, üzerinde bir çuval, yanında bir yastık... Arkasında bir buzdolabı.
Bisikleti yerinden oynattığınızda ya da kontrol etmek için çuvalı kaldırdığınızda bir bomba patlayabilir. Veya buzdolabının kapağını açmanızla ölmeniz bir olabilir.
Fotoğraf 4:
Operasyonda kafanızı koruyan çelik başlık... Ağırlığı yaklaşık 4 kg.
Üzerinde gece görüş sistemleri ve kameranın takılabileceği aparatlar, flashlight yani kafa üstü feneri ve balistik koruyucu gözlük.
Sol üstteki nokta ise PKK’lı keskin nişancının tüfeğinden çıkan merminin izi. Vurulmuşsunuz yani.
Fotoğraf 5:
O çelik başlığın içi...
Kanas keskin nişancı tüfeğinin 7.62 mm’lik mermisi, kafanızdaki çelik başlığa isabet etmiş ve çekirdek kaskın içinde kalmış. İçeriye görüntü olarak yansıması bu.
Vurulduğunuzda başınızda hissettiğiniz ses ve sarsılmayı bir düşünün...
Son teknoloji ürünü, 4 kiloluk bu çelik başlık olmasa, yoksunuz...
Fotoğraf 6:
PKK’nın keskin nişancılarını bertaraf etmenin tek yolu, ÖGN yani Özel Görev Nişancıları...
Çatışma bölgesinde uygun bir ev buluyorsunuz, güvenliği aldıktan sonra duvarda sadece namlunun girebileceği kadar küçük bir delik açıp kum torbalarının arkasında yere uzanıyorsunuz.
Gözünüz dürbünde, eliniz tetikte...
Pencereden dışarıya bakan ve genel görüntüyü size aktaran oda teleskobu ve yedek tüfeğiniz dışında kaderinizle baş başasınız.
O vaziyette saatlerce beklemek ve konsantrasyonunuzu bir saniye dahi kaybetmemek zorundasınız. Konsantrasyon kaybı, can kaybı ile eş anlamlı çünkü.
Ve ötesi... Timin ilerlemesini destekleyen ÖGN’nin şehit olması demek, o timdeki diğer personelin de risk altına girmesi demek.