‘Vur, kır, parçala’ değil, ‘Konuş, yaz, tartış’
.
Biliyorum...
Ne söylesem, ne yazsam;
birileri anlayamayacak,
birileri bilerek, isteyerek anlamayacak,
birileri sadece bir cümlesi üzerinden yargılayıp diğer bölümleri görmezden gelecek,
birileri saptıracak,
birileri bambaşka yerlere çekecek.
Birileri kızacak, öfkelenecek, küfür edecek.
Böyleyiz...
Yapacak bir şey yok.
Ama konuşmamak, yazmamak da çözüm değil.
Susmakla olmuyor.
***
Bir...
PKK kanlı, acımasız, aşağılık bir terör örgütü.
İki...
PKK artık Öcalan’ı adeta reddediyor. Bunun yanı sıra, Öcalan’ın projesi sayılabilecek siyasi partinin Türkiye genelinde politika üretmesine de izin vermiyor. Örgüt HDP’yi de sabote ediyor.
Üç...
HDP ise kabuğunu kırıp, kendi ayakları üzerinde duracak dirayeti sergileyemiyor. Toplumun geneline samimi, inandırıcı gelmiyor. Bu noktada zorlanıyor, yetersiz kalıyor. HDP belki de, Kürt siyasi hareketinin bugüne kadar farklı isimler altında - öyle ya da böyle - terör örgütünün güdümünden çıkmaması / çıkamamasının bedelini ödüyor.
Dört...
Kimse çıkıp, PKK’nın yönetici kadrosunu sorgulamıyor. Amaçlarının, hedeflerinin ne olduğu bile artık meçhul olan, yıllardır on binlerce örgüt üyesini ölüme gönderen bu kadro daha kaç Kürt gencinin ölüm emrini verecek, kimse bunu sormaya cesaret edemiyor.
Beş...
Şehitlerimiz, ölen insanlarımız tam bir yürek yarası.
Altı...
Yaşadığımız büyük acıyı paylaşmak, teröre lanet okumak en doğal hakkımız; hatta görevimiz.
Yedi...
Siyaset kurumu karşılıklı suçlamalar ve kısır tartışmalarla patinaj yapıyor. Çözüm değil aksine toplumda umutsuzluk yaratıyor.
Sekiz...
Terörü lanetlemek, PKK’yı protesto etmek için yola çıkıp şiddet yaratmak, şiddete ortak olmak yanlış. Yanı başımızdaki insanları hedef almak, komşumuzu dövmek, bina taşlamak, bir partinin binasını, tabelasını, bayrağını yakmak... Yanlış bunlar. İlk anda hırsınızı alıyor olabilirsiniz ama bunları yaparak çözüme nasıl bir katkınız oldu hiç düşündünüz mü?
Dokuz...
Her Kürt PKK’lı değil. Hatta, her HDP’li de doğrudan PKK’lı değil.
On...
Bu günler de geçecek.
On bir...
Bu günlerin nasıl geçeceği tamamen ‘biz’e bağlı.
***
Listeyi uzatabilirim ama bitiriyorum.
Kızmadan, tepki göstermeden bir durun, soluklanın lütfen.
Ve rica ediyorum, bir daha okuyun yukarıdaki maddeleri.
Ama sadece işinize geleni, fikrinize uyanı, size göre olanı değil, tümünü...