Suriye sınırına elektronik bulut
.
Kısa bir süre öncesine kadar, ülke gündeminin ilk sırasında ‘Suriye sınırındaki gelişmeler ve bölgedeki askeri hareketlilik’ vardı.
Sonra, yine ‘siyaset’ hakim oldu gündeme...
Seçimler, sandıktan çıkan sonuç, koalisyon senaryoları, olasılıklar, görüşmeler, pazarlıklar vs.
Hâlâ da gündemdeki ilk başlık, Ankara’da süren hükümet kurma arayışları.
**
Bu hafta başında, yani tam da Ankara’da koalisyon arayışlarının ilk tur görüşmeleri başlarken; Türkiye’nin Suriye sınırına önemli bir sevkiyat yapıldı.
Söz konusu olan personel ya da ağır silah sevkiyatı değildi.
Sınır hattına taşınan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) envanterinde bulunan ‘elektronik harp cihazları’ydı.
**
Aldığım bilgiye göre, sınır bölgesine gönderilenler, Birinci Ordu’nun elektronik harp teçhizatı. Yani İstanbul, Boğazlar ve Trakya bölgesinde kullanılan donanım.
‘Suriye sınır hattındaki mevcut elektronik harp sistemlerinin güçlendirilmesi’ kararı doğrultusunda yapılan bu takviye ile bölgede adeta bir ‘elektronik sinyal bulutu’ oluşturulması artık mümkün.
**
Ankara açısından, Suriye topraklarında 3 temel tehdit unsuru var.
1.) Şam yönetiminin askeri gücü olan Suriye Ordusu,
2.) DEAŞ yani IŞİD,
3.) PYD yani bölgedeki silahlı Kürt güçleri.
Türkiye, ardında bu üç silahlı unsurun bulunduğu Suriye sınırının güvenliğini öncelikle son teknoloji ürünü ‘elektronik harp cihazları’ vasıtasıyla sağlamayı hedefliyor.
**
Sınır bölgesinde; gündüz ve gece görüş sistemleri, zırhlı ve tekerlekli araçlar, radar ve kamera donanımı zaten mevcut.
Şimdi yapılan bu son takviye ile halihazırdaki yapıya, Birinci Ordu’nun envanterinde yer alan;
dinleme / kestirme cihazları,
roket tespit sistemleri,
karıştırma donanımları gibi ileri teknoloji ürünü askeri elektronik destek ve taaruz unsurları ekleniyor.
Bahsettiklerimiz, Savunma Sanayii’nde; Elektronik ve Muhabere İstihbarat, Radar ve Muhabere Elektronik Destek, Radar ve Muhabere Elektronik Taaruz, Önleyici Elektronik Harp başlıklarını oluşturan unsurlar.
**
Biraz daha somut ifade etmek gerekirse...
Batıdan taşınan bu sistemler ile gerektiğinde, Suriye topraklarındaki radarlar körleştirilebilecek.
Buna askeri terminolojide, bölgenin ‘karartılması’ deniyor.
Gönderilen güçlü karıştırma sinyali, etki alanındaki düşmana ait radar sistemlerini geçici olarak bloke ediyor. Yani körleştiriyor.
Bu işlem, düşman kuvvetlerinin hava savunma bataryalarının bir süre için kullanılamaz hâle gelmesi demek. Yani karadan havaya veya karadan karaya füze bataryalarının, gelişmiş sinyal karıştırıcılar vasıtasıyla işlevsizleştirilmesi...
Tabii yine, oluşturulan ‘sinyal bulutu’ ile düşmanın telsiz / telefon vb iletişimi de geçici olarak kesintiye uğratılabiliyor.
(Hatta bu ‘karartma’nın, 22 Şubat 2015 tarihinde Suriye topraklarında gerçekleştirilen Şah Fırat Operasyonu sırasında uygulandığı, o günlerde askeri kulislerde konuşulmuştu.)
Bu arada; Türkiye’nin bir kulağının zaten sınırın öte yanında olduğu da sır değil. Suriye Ordusu’nun, DEAŞ’ın ve PYD’nin kendi içlerindeki muhaberesine yönelik dinleme faaliyeti zaten MİT / SİB’e (Milli İstihbarat Teşkilatı Sinyal İstihbarat Başkanlığı) bağlı birimler tarafından yürütülüyor.