Suat Kılıç, Hamamönü gensorusu için ne diyor?
.
Duymuşsunuzdur... Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında gensoru önergesi verdi.
Bakan Kılıç Ankara’da, Altındağ Belediyesi’nin yürüttüğü Hamamönü ‘Sağlıklılaştırma Projesi’ kapsamında ev satın almış.
CHP, bu alımın düşük bedelle ve belediyenin bürokratına verilen vekâletle yapıldığını, Kılıç’ın siyasetçi kimliğini kullanarak haksız kazanç sağladığı ve fırsatçılık yaptığını söylüyor.
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök ve 22 parlamenterin imzasıyla verilen önergede serdedilen görüş, “Evlerin ucuza alınması ve hemen arkasından belediyece restore edilerek muazzam bir bedel artışı sağlanması, siyasi nüfuz kullanılarak haksız kazanç elde edilmesi, hangi evin restore edileceğini bilen projeden sorumlu bir belediye bürokratının bu alışverişe aracı olması, siyasetçiye ve devlete olan güveni büyük ölçüde zedelemiş, siyasetçi, bürokrat ekseninde kurulan işbirliğinin ne denli büyük boyutlara ulaştığını gözler önüne sermiştir” şeklinde.
Genel Kurul’da konuşacağım
Mevzuyu doğrudan Bakan Suat Kılıç’a sordum.
Gayrımenkul alımının, gensoru önergesine konu olmasını yadırgadığını söyledi önce. Ardından da ekledi:
“Önerge Genel Kurul’da (TBMM) görüşülürken çıkıp kürsüden anlatacağım konunun detaylarını.”
Baktım, Bakan Kılıç daha fazla konuşmuyor; çevresinden, konuyu bilenlerden derleyip toparladım ben de Kılıç’ın Meclis’te neler anlatacağını.
‘Kendi paramla aldım’
Suat Kılıç bahse konu evi 2009 yılında satın almış.
Konuyla ilgili olarak yakın çevresine;
- O evi bakan olmadan önce aldığını,
- Her vatandaşın hakkı olduğu şekilde, kendi parasıyla bir gayrımenkul satın aldığını,
- Evin restorasyonunu da yine kendi parasıyla yaptırdığını,
- ‘Haksız kazanç’, ‘fırsatçılık’ gibi suçlamaların, muhalefetin siyasi bir yıpratma çabası olduğunu,
- Bu alımda herhangi bir yolsuzluk, usulsüzlük bulunmadığını söylemiş.
Bakan, gensoru önergesi Meclis Genel Kurulu’nun gündemine geldiğinde, kürsüden, işte bu başlıkları daha detaylı şekilde seslendirecek.
Egemen Bağış ‘espritüel kişilik’ mi?
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile o çok tartışılan ‘tecavüzcü gazeteci’ ifadesinin detaylarını dün konuşup bu satırlardan aktarmıştım.
O sohbetten bugüne kalan da Egemen Bağış’ın, hakkında özellikle sosyal medyada kullanılan ‘esprili bakan’ tanımlaması ile ilgili görüşleri oldu.
- Yumurtalı protestolar için daha önce “Atmasınlar, menemen yapsınlar” demiştiniz, birkaç gün önce de bir “kadınbudu köfte” benzetmesi geldi. Daha evvel, “Leonardo Da Vinci” espriniz vardı ve twitter’da size “Şakacı Egemen” ismi takılmıştı o espri üzerine... Bu tür açıklamaları bilinçli olarak mı tercih ediyorsunuz?
Bağış benim sorumu - tabiri caiz ise - bumeranga döşütürdü ve “Buna ben cevap vermeyeyim. Siz bir gazeteci, bir iletişimci olarak yorumlayın” dedi.
Şöyle cevap verdim:
- Sanırım bu tür ifadeleri bir ‘siyasal iletişim’ yolu olarak yeğliyorsunuz. Kıbrıs Rum Yönetimi için kullandığınız “23 Nisan çocuğu” sözü ya da Ermenistan’ın Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmama kararı için yaptığınız, “Eurovision’dan değil Karabağ’dan çekilsinler” açıklamaları zihinlerde, hafızalarda yer ediyor. Bana, bu yöntemi özellikle kullanıyorsunuz gibi geliyor.
Bakan Bağış gülerek, “Yaptığınızın, tamamen doğru ve yerinde bir yorum olduğunu söyleyeyim o zaman” dedi ve son bir cümle ile koydu noktayı: “Nüfusu genç bir ülkede, genç bir politikacı olarak farklı ve renkli bir siyasi dil kullanmanın önemli olduğunu düşünüyorum.”
KEŞKE...
İnsanoğlu için bir ‘ego törpüsü’ üretilse...