Reis faktörü
.
Şu fotoğrafa iyi bakın...
Dünkü VATAN’da yer aldı bu kare.
1 Kasım 2015’te sandıktan çıkan tablonun sessiz, yazısız bir özetidir aslında bu fotoğraf. Yüzde 49,4’ü ortaya çıkaran en önemli faktörlerden birinin fotoğrafıdır.
***
Fotoğraf İstanbul’da çekilmiş.
AP (Associated Press) Haber Ajansı’nın abonelerine servis ettiği bu kareyi kim çekti diye merak ettim.
Öğrendim ki, deklanşöre basan bir yabancı. Hussein Malla.
AP Pakistan Şef Fotoğrafçısı Malla, seçimler için ajansın Türkiye ekibine desteğe gelmiş.
Bu neden önemli biliyor musunuz?
Fotoğrafı çeken, Türkiye’de yaşayan ve çalışan bir haberci olsa, vatandaşın öptüğü o gazetenin adını özellikle önemserdi büyük olasılıkla.
Ve Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a en muhalif yayın organı olan o gazetenin logosunu da kadraja dahil ederdi muhtemelen.
O zaman bu denli doğal olur muydu o fotoğraf sizce?
Bir başka nokta daha var...
Yerli bir foto muhabiri çekseydi bu kareyi, birileri çıkıp ‘mizansen’ yapılmış olabileceğini, yani o kişiyi yönlendirip, planlı, kurgulanmış bir fotoğraf çekmiş olabileceğini dahi iddia edebilirdi. Fondaki, üzerinde Kalpaklı Atatürk’ün yer aldığı Türk Bayrağı’nı da düşününce...
Sonuç olarak, Pakistanlı bir foto muhabiri, Türkiye’nin tarihi seçimlerinden birinin sembol fotoğrafına imza attı. En doğal, en gerçek anı yakalayarak.
Habercilik işte böyle evrensel bir iş.
Reis-vatandaş ilişkisi
Fotoğraftaki kişi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafını öpüyor.
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz; seversiniz sevmezsiniz ayrı... Ama Tayyip Erdoğan’ın bu ülke insanı ile ilişkisinin, sosyo - politik bilimsel analizler ile izah edilemeyecek, farklı bir boyutta yaşandığını kabul etmek gerek.
Son örnek 1 Kasım seçimi...
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başarılı performansı ile birlikte, şüphesiz, Erdoğan’ın ağırlığını hissettirmesi de etkili oldu alınan sonuçta.
Yakın çevresi ve sadık seçmen kitlesinin Erdoğan’ı “Reis” diye andığını bilirsiniz.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan gelir bu alışkanlık. Belediye ‘reis’liğinden...
Yıllar önceydi... Ak Parti iktidarının ilk dönemi...
Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın (yanılmıyorsam 2004 yerel seçim kampanyasında) bir mitinginde, meydandakilerden biri kendisine seslenip bir konudaki şikayetini dile getirmişti yüksek sesle.
Erdoğan da, terslemişti o vatandaşı. Neredeyse azarlar bir tonda üstelik.
Bu olay üzerine, o dönem Tayyip Erdoğan’ın danışmanlığını yapan Ömer Çelik ile konuşmuştuk.
Çelik, “Biz (danışmanlar) her konuda fikrimizi söyleriz ama sınırımız, Reis’in vatandaş ile doğrudan temas noktasıdır. Orada hepimiz aradan çekiliriz” demişti.
Devamında da, bu cümlesinin altını şu sözlerle doldurmuştu:
“Tayyip Bey’in vatandaş ile yüz yüze ilişkisinde, onlardan başkasına yer yoktur. Reis’in vatandaşla, vatandaşın da Reis ile ilişkisi ayrıdır. Onlar her şeyi kendi aralarında konuşur, hallederler.”
Bu sözlerin üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçti.
Çelik’in bahsettiği gerçeğin değişmediğinin son kanıtı, işte yukarıdaki o fotoğraftır.