Şampiy10
Magazin
Gündem

Pilotlarımız kokpitte mi şehit oldu?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Suriye’nin düşürdüğü RF-4’ümüz ile ilgili yazacağım...

Bilgisayarın başına ‘eğreti’ oturdum. Parmaklarım mütereddit klavyenin üzerinde...

Birçok güzelliğinin yanında, bizim mesleğin ‘tatsız’, ‘huzur kaçıran’, ‘sıkıntılı’ yanlarından biridir bu.

“Birazdan yazacaklarımı, Yüzbaşı Gökhan Ertan ile Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy’un aileleri, yakınları, sevenleri de okursa ne hissederler?” sorusunun zihnimi kemirmesinden söz ediyorum.

Bir yanda haberciliğin gerekleri, diğer yanda insanı insan yapan o karmaşık duygu med cezirleri...

Malatya’dan kalkan Phantom’un kokpitindeki iki kahramandan hala haber yok. Arama sürüyor ama maalesef -umarım yanılırım- çok büyük olasılıkla şehit oldu iki pilotumuz.

**


Suriye açıkladı, “Füze ile değil, uçaksavar ile vurduk.”

Zaten füze ile vuramazdı büyük olasılıkla. RF-4’lerde kendisine yönelen, kilitlenen füze tehdidini algılama sistemi var zira. Orijinal adı ALR - 501 cihazın. Modernizasyon sonrası çok daha gelişmiş versiyonları yüklendi jetlere. Güncellendi ALR - 501.

Omuzdan atılan füzelere bile duyarlı ama uçaksavar ateşini algılayacak bir sistem değil.

Pekiyi koskoca Phantom, Suriye gibi bir ülkenin envanterindeki uçaksavarlardan çıkan mermilerle düşer mi?

İşin uzmanları “Hayır” diyor. Bir kere, “F-4’ü uçaksavar ile vurmak hiç kolay iş değil” diyorlar. “Vurulsa bile, o dev tayyare kolay kolay düşmez uçaksavar mermileriyle” diye de ekliyorlar.

**


Adı ‘uçak’savar ama bir savaş jetini düşürmesi ancak şu şekilde mümkün o ölüm makinalarının:

Mermiler o süratte giden uçağa arkadan yetişmez.

Açı olarak, uçaksavarın, karşıdan (önden) vurması da mümkün değil uçağı.

Uçaksavar ateşi, uçağın seyir yönünde, ‘önüne’ yapılır. ‘Baraj atışı’ deniyor buna havacılık terminolojisinde.

Yani seri ateş ile uçağın önüne -bir nevi- mermilerden bir perde oluşur. Uçak o uçaksavar mermilerinin içine girer ve bu şekilde isabet alır.

Türk jetinin Suriye tarafından vurulması da işte böyle oldu kuvvetle muhtemel. Ve maalesef, önce uçağın burnu, hemen ardından da kokpit isabet aldı.

Görünen o ki; pilotlarımız, kokpit camından giren uçaksavar mermilerine hedef oldu. Ve bu yüzden fırlatma kolunu çekmeleri, uçaktan atlamaları mümkün olmadı maalesef.

Can yoldaşları tayyarelerinden bu yüzden ayrılamadı iki kahraman.

*****


Niye şaşırmadım?

Suriye Enformasyon Bakanı Omran El Zubi, dün A Haber canlı yayınında, “Biliyorsunuz bulunduğumuz bölgede İsrail gibi bir Siyonist ülke var. Türk uçaklarıyla İsrail uçakları birbirine benziyor. İsrail uçağı Suriye’ye girerse ateşle karşılaşır. Uçak İsrail uçağı sanılmış olabilir, biz Türk uçağını düşürmek istemedik” dedi.

Pekiyi dört gün önce, 24 Haziran Pazar günü VATAN’ın sürmanşet haberinde (olasılıklardan biri olarak) biz ne demiştik?

Buyurun:

Türk jetini İsrail uçağı zannetmiş olabilir mi?

Eldeki bilgiler ışığında ortaya çıkan sorulardan biri de bu.

Suriye, Türk RF-4’ünü İsrail savaş uçağı diye hedef almış olabilir mi?

Havacılıkta İngilizce kısaltmasıyla IFF olarak adlandırılan, ‘dost ya da düşman tanıma kodları’ kullanılıyor.

IFF kodlarının açıklanması durumunda konu teknik anlamda netliğe kavuşacak.

Suriye Savunma Bakanlığı’nın açıklamasındaki şu cümleye dikkat:

“Türk jeti sınırlarımızdan 1 kilometre içeri girdi. Hedefi vurduktan sonra Türk uçağı olduğunu tespit ettik.”

Bu bölüm ilginç zira Suriye radarının, havadaki o uçağın Türk jeti olduğunu algılamaması aslında imkansız.

Konunun uzmanlarından birinin dediği gibi, “RF-4’ler, İsrail’in de kullandığı savaş uçaklarından. Ve Suriye radarlarının, İsrail’in envanterinde bulunan uçakları mutlaka tanımlıyor olması lazım.”

Yani Suriye, hedef aldığı savaş uçağının bir RF-4 olduğunu görüyor. Bunun Türkiye’ye mi, İsrail’e mi ait olduğunu da IFF kodlarından biliyor. Daha doğrusu bilmesi gerekiyor.

Bu durumda “Acaba mı?” denilen; Suriye’nin jeti, bir İsrail uçağı olduğunu zannederek vurmuş olması ihtimali de neredeyse sıfırlanıyor.

İşte bu yüzden bu bölümün başlığı, “Niye şaşırmadım?”

İlk günden bu yana Suriye’den gelen açıklamalar tatmin edicilikten ve ciddiyetten uzak.

Şam yönetimi bir karar verse, en başta kendisi için iyi olacak.

*****


Keşke...

Her şerde bir hayır olduğunu unutmasak.

Yazarın Diğer Yazıları

  1. ZIPIR
  2. Siyah-beyaz ölüm-yaşam
  3. Bahçeli’nin kararlılığı
  4. İttifak kulislerinden isimsiz demeçler
  5. Cumhur ittifakındaki bağ pamuk ipliği mi, çelik tel mi?
  6. Küresel liderin bölgesel temasları
  7. Tercih
  8. Siyaset, saygı, üslup
  9. Bu soru bütün Meclis’e
  10. İlk gün mesajları ve soruları

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.