Okur mektubunun böylesi!
.
Vatan Haber
Okurlarımdan birinin mektubu var aşağıda. Yıllardır yazılarımı okuyup bana yazan, benim de yazdıklarını okuduğum, orta ölçekli bir iş adamı...
“Murat Bey,
Herkes birbirine soruyor ya, “Ekonomi ne olacak” diye...
Herkes tutturmuş bir döviz - faiz... Bunlar işin görünen, konuşulan, medyatik tarafı.
Ekonomideki durumu konuşan değil yaşayan biri olarak, durumun vahametini bilin istedim.
Biri enerji, biri kuyumculuk, diğeri de kozmetik alanında olmak üzere 3 farklı sektörde faaliyet gösteren 3 şirketim var.
Piyasa bilgim ‘Kapalıçarşı eğitimi’ ile pekişti benim. Bizim Kapalıçarşı, Türkiye ekonomisinin vitrinidir. Ekonomiye dair her şey çok daha net görünür buradan.”
Anormalleşme ve piyasaya yansıması
“2008 senesinden itibaren Türkiye’de her şey ama her şey anormalleşmeye başladı. Tüketim, inşaat, yatırımlar, lüks, kârlılık ve rekabet anlayışı... Her şey anormalleşmeye başladı.
Mesela biz 2004 senesinde, enerji sektöründe faaliyete başladığımızda, Türkiye’de bu alanda kimsenin pek bir şey bildiği yoktu. Biz de zaten şirkette hiç olmayan sermayeyi artırmak için, o zamanlar kimsenin gitmeye cesaret edemediği Irak ve Afganistan’da elektrik işleri yapmaya başladık. 2004 - 2006 döneminde, 3 sene boyunca işi bilen, uzmanlaşmış, doğru yatırımcılarla çok iyi işler yaptık. Kâr ettik, büyüdük. HES’ler ek işimiz hâline geldi. 2006 itibariyle enerji alanına ilgi arttı. Ancak özellikle 2008 - 2009 döneminden itibaren bizim işin tadı kaçmaya başladı çünkü Türkiye’nin temel sıkıntısı olan ‘dinamik ama bilinçsiz girişimcilik’ anlayışı, hemen her yerde olduğu gibi bizim sektörde de devreye girdi. Sonuçta, mesela biz son 2 yıldır HES işi almıyoruz. Zaten son dönemde yapılan HES yatırımlarının çoğu da yatırımcısının yüzünü pek güldürmedi.”
Kuyumcu sayısı da anormal
“2’nci şirketimiz ile kuyumculuk sektöründe faaliyet gösteriyoruz.
Kuyumculuk, 15 - 20 yıl önce çok cazip bir iş alanıydı. Şu an ise diplerdeyiz. Bu durumun nedeni basit:
Bizdeki kuyumcu sayısı, ziyaretçi turisti ve turizm geliri Türkiye’den kat be kat fazla olan ülkelerde bile yok. Bu sektörü de çöküşe doğru götüren, bahsettiğim o cahil, bilinçsiz, uzmanlıktan yoksun girişimciler oldu maalesef.”
Tehlike sürüyor
“3’üncü şirketimle ise kozmetik alanında çalışıyorum. Kolonya, kurumsal koku vb ürünler... Son 3 senedir, sektörde bilinen bir markanın kurumsal yetkili satıcısı olmak için uğraştım ve nihayet bunu başardım. 1 TL’den 100 TL’ye kadar kaliteli ürün, yurt dışı satış imkânı, sürekli tükenen bir ürün olması gibi özellikleri sebebiyle şimdilik işlerim iyi gidiyor ama endişem o ki, faaliyet gösterdiğim diğer 2 sektörde olduğu gibi bu alan da çok yakında bilinçsiz girişimcilerin akını sonucu hezimete uğrayacak.”
Ve sonuç...
“2008’de, krizlerle disipline olmuş ekonomik yapımız kesinlikle bozuldu ve maalesef büyük bir sıkıntıya doğru gidiyoruz.
Son 3 aydır bütün işletmeler ‘günü kurtarma’nın derdinde. Katma değerli hiçbir şey üretemiyoruz. Lüks düşkünlüğü, çılgınlık seviyesine ulaşmış durumda. Anlı şanlı girişimcilerimiz yurt dışına açılamıyor ve içeride patlayıp, girdikleri sektörleri de imha ediyorlar. Sürekli kendimizi kandırıyoruz. Girişimcilerimizin neredeyse tamamı kopyacı. Hem de acemi kopyacı.
Şimdi bu durumun faturasını herkes doğal olarak devlete çıkartacaktır. Ama kesinlikle bu faturadaki büyük pay, yanlış yatırım yapan müteşebbislerin, lüksü alışkanlık haline getirenlerin ve kopyacı girişimcilerin.
Bu anlayış değişmezse, korkarım bizi çok daha kötü günler bekliyor.
Saygılarımla, iyi çalışmalar dilerim.”
Bugüne kadarki tespit ve görüşleri zaman içinde hep doğru çıkan bu okurumun bu son mektubunu siz de okuyun istedim.