Mücadelenin kritik evresi
.
Bu satırların yazıldığı saatlerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Tiran’daydı.
Cumhurbaşkanı’nın Arnavutluk’a yaptığı resmi ziyaretin belki öne çıkmayan ama çok önemli bir gündem maddesi var. O da, ‘paralel yapı ile mücadele’.
Şöyle...
Arnavutluk, Gülen Cemaati’nin yıllardır çok etkin ve güçlü olduğu ülkelerden biri.
1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren, Arnavutluk devlet ve hükümet yetkililerinden büyük kısmının çocuklarının Cemaat’in okulunda okuduğu gerçeği Ankara’nın bilgisi dahilinde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugünkü (dünkü) seyahatinde, Türkiye, Gülen Cemaati’nin bu ülkedeki faaliyetlerinin engellenmesi konusunda, en üst düzeyde somut girişimde bulunacak (bulundu).
Daha da önemlisi bu girişim, Cemaat’in Arnavutluk’taki eğitim ya da sivil toplum faaliyetleri ile sınırlı değil.
Ankara’nın şimdiki asıl hedefi, ‘Paralel yapı’ adıyla artık resmi olarak devletin ‘tehditler listesi’nde yer alan Gülen Cemaatinin hükmettiği ekonomik güç.
Ve bu hedef sadece Arnavutluk’taki değil, Cemaatin bütün ticari faaliyetlerini kapsıyor.
‘Legal görünümlü illegal yapılanmalar’ başlığı altında Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde ‘tehdit’ olarak yer verilen Gülen Cemaati’nin, emniyet ile yargı başta olmak üzere devlet içindeki varlığını ortadan kaldırmak için süren mücadelenin yanında, şimdi gündemde ‘Cemaat’in ekonomik gücü’ konusu var.
Hükümet (ve devlet) ‘paralel yapı’nın yurt içi ve yurt dışında doğrudan ya da dolaylı olarak sahip olduğu ve/veya yönlendirdiği maddi varlığı ortadan kaldırmaya yönelik kapsamlı bir çalışma yürütüyor.
Devletin zirvesinde yapılan değerlendirme, ekonomik çarkın dönmemesi durumunda, Cemaat’in sosyal ve siyasi faaliyetlerini bugüne kadar olduğu şekilde yürütemeyeceği, bu durumun da mevcut yapıda kayda değer çözülmeleri beraberinde getireceği yönünde.
KARADENİZ’DEN SEÇİM HAVASI
Ordu
Önceki gün, öğleden sonra...
Ordu şehir merkezindeyiz; Süleyman Felek Caddesi’nde...
Araç trafiğine kapalı bölge canlı, kalabalık.
7 Haziran’da Ankara’ya 5 milletvekili gönderecek kentin seçmenleri ile konuşuyoruz.
60’larında bir erkek... Emekli...
“Ya 3 - 2 olur ya 4 - 1” diyor. Yani 3 Ak Parti, 2 CHP veya 4 Ak Parti, 1 CHP.
Yanındaki 50’li yaşlardaki - yine emekli - arkadaşı, “Yok, yok” diyor. “4 - 1 garanti de, 5 - 0 bile olabilir.” Tam o sırada, yanımızdan geçmekteyken sohbete kulak misafiri olan bir başka erkek duraksıyor, bize dönüyor ve “Bu sefer gidiyorlar” diyor. 30’larındaki seçmen yürümeye devam ederken bitiriyor cümlesini: “Abbas yolcu... Gidiyorlar emin olun.” Ak Parti’nin mutlak bir başarı kazanacağı görüşünde olan 2 emekli, Ak Parti’nin iktidarı kaybedeceğini savunan genç hemşerilerine bakıp gülümsüyorlar.
“Gayet medeni, gayet hoş bir sokak demokrasisi örneği” diye alıyorum notumu.
O sokakta vizörüme takılan şu görüntü de destekliyor bu notu.