Mavi Vatan’dan selam getirdik...
.
Yoktuk birkaç gündür memlekette.
VATAN’ın tecrübeli foto muhabiri İlker Akgüngör ile birlikte Umman’daydık.
Kelime anlamı “Okyanus, büyük deniz” olan Umman’ın Salalah Limanı’ndan, NATO’nun bölgedeki sancak gemisine bindik.
Aden Körfezi ve Hint Okyanusu’nda Somalili korsanların peşindeki uluslar arası gücün komutasını yürüten Türk fırkateyni TCG Giresun’a...
“Dünya karşılaştığınız fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinizle ilgilenir” yazıyordu yemek yediğimiz salonun duvarında.
Bir anlayışın göstergesiydi bu cümle... Hayata bakışın göstergesi.
NATO güçlerini komuta eden Türk Tuğamiral’den aynı gemideki erlere, Türk komutanın emrinde çalışan Yunan subaydan gemideki SAT Timi’ne kadar her detayı yarından itibaren okuyacaksınız VATAN’ın sayfalarında.
Laf aramızda, konuyla ilgili son dönemin en detaylı ve doyurucu haberi oldu. Yarın başlıyoruz yazı dizimize...
Umman seyahatinden birkaç notum var aktaracak...
Ülke dışına çıktığınızda; özellikle de ikinci ya da üçüncü dünya ülkelerine gittiğinizde, Türkiye’nin nasıl büyük bir gücü ifade ettiğini çok net görüyorsunuz. Hele de son dönemde, müslüman coğrafyasında...
Umman’da da durum aynıydı.
Yeni havaalanını bir Türk firması inşa ediyor.
Umman’da otoyolları başka Türk inşaat şirketleri yapıyor.
Birçok büyük projede Türk markalarının imzası görülmeye başlanmış.
Yalnız bu noktada bir sorunun altını çizmeliyim...
Dönüş yolunda karşılaştığımız taşeron şirketler bünyesinde çalışan işçiler, çalışma koşulları ve gördükleri muameleden son derece rahatsız olduklarını söylediler.
Çalışma Bakanlığı’nın, yurt dışına çalışmaya giden işçilerin sorunlarına da eğilmesini istediler.
Yiyecek - içecek ve barınmadaki problemler, mesai saatlerinin sözleşmeye uygun olmaması, ücretlerin düzenli ödenmemesi gibi birçok konudan yakındı, şartlar yüzünden kesin dönüş yapmak zorunda kalan işçiler.
Gelelim Ummanlılar’a...
Nereli olduğumuzu soran her Ummanlı, “Türküz” yanıtını duyar duymaz, “Oooo... Turkiyaaa...” dedi önce. Ardından gelen ikinci kelime ise “Erdogaaaann” oldu.
“Türkiye” değil, “Turkiya”... “Erdoğan” değil, “ErdoGan”.
Recep Tayyip Erdoğan’ın İslam ülkelerinde sahip olduğu popülarite Umman’da da aynı şekilde geçerli.
Türk Başbakan’ın imza attığı ‘One minute’ vakası ve Kahire ziyareti gibi olaylar Muscat’ta, Salalah’ta da yakından takip edilmiş.
Hatta Umman’da; Erdoğan’ın ününün, neredeyse Türkiye’ninkinden önde olduğunu söyleyemek abartılı ya da yanlış olmaz. O derece yani...
Türkiye’nin Somali‘ye gösterdiği yakın ilgi de başta bu ülke olmak üzere bölgede büyük yankı uyandırmış. Bunu da net şekilde gözlemledik Umman’da.
Bir başka konu daha var, Türkiye’nin gücünün kanıtı olan.
Hint Okyanusu’nda görev yapan çok uluslu güçte yer alan Yunan fırkateyni Hydra geçenlerde görevini bırakıp ülkesine dönmüş.
Atina’nın, Nisan ayında sona erecek bu önemli görevi bir ay önce sonlandırma gerekçesi ‘ekonomik’ kriz koşulları.
Yunanlılar, “Paramız yok” deyip gemilerini çekerken, Türk gemisi görevini - üstelik de - komutan sıfatıyla sürdürüyor.
Para demişken...
TCG Giresun’da halihazırda bulunan mühimmatın maddi değerini duysanız hayret edersiniz.
Gizli bilgi olduğu için buradan yazamıyorum ama inanın “Güç ve prestij, para ile ölçülmez” prensibini hatırlatacak boyutta bir miktar söz konusu olan. Bu arada, dikkatinizi çekerim; sadece mühimmattan söz ediyorum.
Türk Bahriyelisi, “Mavi Vatan” diyor görev yaptığı sulara.
Türk gemisi, Türkiye toprağı...
Vatan Gazetesi adına, “Mavi Vatan”da olmak ayrı bir güzeldi doğrusu.
“Mavi Vatan”dakilerin hepinize çok selamları var...
KEŞKE...
İçinde yaşadığımız ortam ve koşullara, bazen, çıkıp, dışarıdan da bir bakabilsek...