İrlanda’nın ata sporu boks
.
Aksaray’da, tek başına bir grup esnafı döven İrlandalı turist haftaya damgasını vurdu. Esnaf, İrlanda’nın ata sporunun sokak boksu olduğunu bilse hastanelik olmazdı
Oscar Wilde,
Samuel Beckett,
James Joyce, Glenn Meade... Bunlar; geçmişten bugüne, ülkesinin sınırlarını aşıp dünya edebiyatına adını kazıyan yazarlardan bazıları.
Bono (U2), Johnny Logan, Chris de Burgh, Enya, Bob Geldof, Sinead O’Connor... Bunlar da, aynı ülkeden çıkıp dünya müziğinde iz bırakan sanatçılardan birkaçı.
Yukarıdaki edebiyatçı ve müzisyenler İrlandalı. Yine aynı ülkeden, İrlanda’dan 4 isim daha vereceğim size. Biri kadın, üçü erkek... Onlar da dünyaca ünlü.
Onlar da kendi alanlarında, sadece ülkelerinin değil, dünyanın en iyilerinden.
Katie Taylor, Michael O’Reilly, Adam Nolan, Ve Conor McGregor.
Bu isimler hangi alanda dünyanın en iyileri arasında biliyor musunuz? Söyleyeyim... Boks! İlk üçü olimpiyat madalyalı, dünya boksunda derece sahibi, İrlandalı boksörler.
Son isim ise Dünya Karışık Dövüş Sanatları şampiyonu! Sokak dövüşünün spora dönüşmüş hâli yani. Dublin’de yaşayan bir dostumla konuştum. İstanbul Aksaray’da, tek başına bir grup esnafı döven İrlandalı turist haberinin orada nasıl yankılandığını sordum. “Yorumsuz birkaç haber var gazetelerin internet sitelerinde” dedi.
“Fazla üzerinde durulmadı, Twitter’da biraz konuşuluyor, o kadar” diye devam etti. Ha bir de ekledi: “Zaten sokak dövüşçüsü bir millettir İrlandalılar” diye. Edebiyatçılarını, müzisyenlerini bilenler biliyordu tabii ama bu vesile ile öğrenmiş olduk işte.
Sokak dövüşü, bir nevi ‘ata sporu’ymuş İrlanda’da. Aksaray esnafı yanlış adama çatmış yani. Birbirlerine pansuman yaparken konuşacakları asıl konu bu olmalı bence.
‘Hepimiz İrlandalı’yız’ modundayız
Böyle demiştim hafta içinde ‘İçimizdeki İrlandalı’ nın Aksaray tecrübesine dair. Gündeme baksanıza:
Türkiye hükümetini arıyor… Terör hortlamış… Suriye sınırı ateş hattı…
Ama insanlar artık bizim olan - ‘İrlandalı’yı konuşuyor.
Sadece konuşmak değil, adeta “Hepimiz İrlandalı’yız” modunda toplum. Aksaray esnafının değil, onların karşısında tek başına ayakta kalan ‘yabancı’nın yanında saf tuttu insanlar. Pekiyi niye? Çünkü...
Bir tarafta onlarca hoyrat ‘bizim oğlan’… Diğer tarafta, o güruhu, karşısına çıktıklarına pişman etmiş olsa da, nihayetinde tek başına bir adam…
‘Mağdur’ yani.
Üstelik ‘yabancı.’
Mağdur yabancı.
Bir de güçlü.
Mağdur ama güçlü bir yabancı.
Cesur aynı zamanda.
Mağdur ama güçlü ve cesur bir yabancı.
Daha ne olsun...
Yabancı demek ‘misafir’ demek değil midir bizim kitabımızda?
Misafire ‘yamuk’ yapmak, ‘sert’ yapmak terstir racona.
Racona ters iş yapan bedelini öder.
Bulduğunu değil umduğunu; yiyen değil yediren türden çıktı işte o yabancı.
Bedel budur.
Babasının küçük kızı
Katie Taylor...
İrlanda’nın ringdeki medarı iftiharlarından.
Kadınlarda, olimpiyat şampiyonu…
‘Boks’ta tabii.
Olimpiyat oyunlarındaki kürsüden inip ülkesine döndüğünde bir canlı yayına çıkıyor Demir Yumruk Katie.
Pete Taylor ile birlikte…
Pete Taylor kim?
Katie’nin antrenörü.
Soyadı benzerliği değil.
Pete Taylor, olimpiyat şampiyonu Katie’nin sadece antrenörü değil, babası aynı zamanda.
Baba kız yayına çıkıyorlar, İrlanda’nın karşısında.
Babası ‘küçük kızı’nı, küçük kız babasını anlatıyor.
“O benim aynı zamanda en iyi arkadaşım” diyor, antrenörü ve babası için.
İrlandalılar göz yaşları eşliğinde izliyor Taylorlar’ı.
Babalar evlatları ile gurur duyuyor; evlatlar babaları ile.
Bizim İrlandalı öyle ya da böyle - işte böyle bir ülke ve dolayısıyla topluma ait.
Kuveyt asıllı, Müslüman... Ama sonuçta, bahsettiğim İrlanda’nın bir parçası işte.
“I’m an Irish man in İstanbul” (*) diyebilir.
Ve üstelik “lonely...” (**)
(*) İstanbul’da bir İrlandalıyım.
(**) Tek başına / Yapayalnız.