Hilmi Özkök ne ile suçlandı?
.
Vatan Haber
Genelkurmay Eski Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.
Balyoz Davası‘nın Hava Kuvvetleri mensubu sanıklarının avukatı Haluk Pekşen, 15 müvekkili adına önceki gün (2 Ekim 2012) attı bu hukuki adımı.
Hilmi Özkök hakkında suç duyurusunda bulunan Balyoz sanıkları şunlar:
Şenol Büyükçakır, Süleyman Namık Kurşuncu, Necdet Tunç Sözen, Ayhan Gümüş, Namık Sevinç, Yusuf Volkan Yücel, Atilla Özler, Çetin Can, Kubilay Baloğlu, Mustafa İlhan, Yalçın Ergül, Osman Başıbüyük, Rasim Arslan, Hüseyin Dilaver, Beyazıt Karataş.
Dilekçede, Özkök hakkında öne sürülen ‘suç’ şu şekilde tanımlanıyor:
“Türk Ceza Kanunu 257. Madde (Mülga TCK 230 ve 240. maddeleri) gereğince görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal; TCK 277 ve 288. maddeleri kapsamında Yargı Görevi Yapanı Etkileme ve Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs.”
Suç duyurusu metninde, Genelkurmay Eski Başkanı Hilmi Özkök hakkında yer alan ağır ithamların öne çıkan bölümlerini şöyle sıralamak mümkün:
- Anlaşılan o ki, Genelkurmay Başkanlığı yapmış Sayın Hilmi Özkök de ileriye sürülen iddiaların ciddiyetten uzak ve boş iddialar olduğunun farkındadır. Zaten bu sebeple soruşturma açma gereği görmemiştir. Ancak kendisi sürecin dışına çıkınca bu kez kurgulanan ve oluşturulan kamuoyuna uygun şekilde yargılama oluşmasını ve sonuçları etkileyecek şekilde açıklamalarda bulunmuştur. Bu açıklamaların tamamı kendi dönemine ilişkin ve kendi görev döneminden sonradır.
- (...) Sayın Hilmi ÖZKÖK yargılamayı cezalandırma kararı verilmesi yönünde cesaretlendirici ve adeta yönlendirici açıklamalar yapmakta sakınca görmemiştir.
- Hilmi Özkök, yargılama süreci ile ilgili, zaman zaman kamuoyunu yönlendirici açıklamalarıyla kamuoyunda ilgi uyandırmıştır. Sayın Hilmi Özkök’ün yargılama sürecinde kullandığı üslup ne Devlet ne de TSK saygınlığıyla bağdaşmayacak nitelikte ortaya çıkmıştır. Özellikle “Kasaptaki ete soğan doğramam”, “Var da diyemem yok da diyemem” gibi kamuoyunda kuşkuyla karşılanan ve şüphe uyandıran söylemleri giderek tüm Türkiye’nin ilgisini çekmiştir. Sayın ÖZKÖK, sanki geçmiş yıllardan kalan kin ve garez dolu bir hesabın görülmesinin peşindedir.
- (...) Sayın Hilmi ÖZKÖK’ün, neyin telaşı ya da neyin hesabı içerisinde olduğu, bizleri hiç ilgilendirmez. Ancak Sayın Hilmi ÖZKÖK’ün görevi kötüye kullanmak ya da adil yargılamayı etkilemek suçlarından birisini işlediği sabittir.
Bu husus Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması sonucunda ortaya çıkacaktır. Nitekim Sayın Başbakan en son 28/09/2012 tarihinde katıldığı bir söyleşide; 4 yıl süreyle birlikte çalıştığı Sayın Hilmi ÖZKÖK’ün, ne MGK’da ne de diğer görüşmelerde kendisine darbe ve benzeri bir konudan asla bahsetmediğini ifade etmiştir. Yine Sayın Başbakan olası darbe ihtimalinin Hükümetinin kararlı demokratikleşme süreciyle ortadan kalktığını ifade etmiştir.
Bu durumda Ceza Adaleti Sisteminin yanıtlaması gereken en önemli soru; olmayan darbeye “eksik” teşebbüs nasıl oluşmuştur? Sanal bir darbe nasıl eksik kalmıştır? Bu eksiklik gerçekten sürekli kamuoyunu zihnini bulandırmaya çalışan Hilmi ÖZKÖK sayesinde midir?
Ya da, Sayın Hilmi ÖZKÖK, bütün bu büyük iftira kampanyasının asıl planlayıcısı ve uygulayıcısı mıdır?
- (...) Şüpheli Hilmi Özkök, Genelkurmay Başkanlığı görevinde bulunduğu sırada Ayışığı, Balyoz, Yakamoz, Sarıkız planlarının kendisine ulaştırıldığını belirtmiş, ancak (...) bırakın bir soruşturma yapılması emri vermeyi, araştırılması için dahi bir girişimde bulunmamış, o halde ortada bir suç varsa suçun unsurlarının oluşmasına katkı sağlamıştır.
Özkök hakkında suç duyurusunda bulunulacağı haberini geçen hafta (27 Eylül 2012 Perşembe) bu köşeden vermiştim. Bugün de, resmiyet kazanan bu başvurunun detaylarını aktardım.
Yukarıda okuduklarınız, Balyoz Davası sanıklarından 15’inin görüş ve iddiaları.
Ben yorumsuz iletmeyi tercih ettim.
Bu suç duyurusu metnine istinaden bir kamu davası açılıp açılmamasına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı karar verecek.
KEŞKE...
Okuduğunu anla(ya)mayanların yazdıklarına itibar etmemeyi başarabilsek.