Şampiy10
Magazin
Gündem

HDP mesajı aldı mı?

.

ABONE OL
Vatan Haber

Başlıktaki soru, çözüm sürecinin kaderini belirleyecek boyutta önemli. Ankara, Cumhurbaşkanı'ndan konuyla ilgili mesai veren bürokratlarına kadar her seviyede ve sürekli, "İyi niyet ve çaba tek taraflı olursa sonuç alınamaz" mesajını veriyor. Bu mesajın adresi elbette Halkların Demokrasi Partisi, HDP.

***

Hükümet HDP'nin dikkatini çekmek, parti yetkililerini uyarmak için zaman zaman 'İmralı seferlerine ada verilmesi' yoluna başvuruyor.

HDP, İmralı Adası ile teması akamete uğradığı zamanlarda sesini daha da yükseltiyor.

Nabız düşüp, süreç kaldığı yerden devam etmek üzere yeniden ivme kazandığında ise muhatabı olan hükümetin sinir uçlarına dokunacak demeçlerden vazgeçmediğini tekrar gösteriyor.

Aynı dün olduğu gibi...

Sırrı Süreyya Önder'in dünkü şu sözleri gibi yani:

"Süreci başlatan kuşkusuz sayın Öcalan'dır. Onun iradesi olmadan kamusal güç ne yapabilir? (...) Bu heyeti (adaya giden HDP heyeti) sayın Öcalan belirledi. Sayın Öcalan'ın dışında hiçbir mekanizma bu heyete müdahale edemez. Böyle bir müdahaleyi ne biz ne sayın Öcalan ne de partimiz kabul etmeyecektir. Bu mecbur bırakma anlayışı barış süreçlerinin dili olamaz. Heyette bir değişiklik yok."

***

Şimdi...

"Süreçte yaşanan tıkanma aşıldı, yola devam edilecek" açıklamasının yapıldığı basın toplantısında, yukarıda aktardığım cümlelerin sarf edilmesi ne anlama geliyor?

Bu çıkış gerçekten gerekli mi?

Bu sorunun yanıtı, HDP açısından "Evet." Evet gerekli.

Çünkü HDP ve Öcalan, bugünlere bu üslup ve kararlı tavır ile geldiklerine inanıyorlar. Belki, çok da haksız değiller, kim bilir?..

Kritik noktalarda, aba altından 'PKK'nın silahını gösterme' alışkanlığını da buna eklemek lâzım tabii.

***

Sürecin, İmralı ayağı ile ilgili de kritik bir eşikte olunduğu ortada.

Geçen zaman sadece Ankara'nın değil, bizzat Öcalan'ın da aleyhine işliyor. Öcalan'ın; güçsüzleşmek ve özellikle de Kandil üzerinde etkisinin azalması gibi bir tehlike hissettiği açıkça görülüyor.

Örgütün silahlı dağ kadrosu ile Öcalan'ın frekansları her geçen gün ayrışıyor, birbirinden farklı dalga boylarına savruluyor.

Hatta Ankara'da; Kandil kadrosunun, Öcalan'ın İmralı Adası'ndaki

yaşam koşullarının iyileştirilmesi

taleplerinden rahatsız olduğu bile

konuşuluyor.

Yıllardır dağlarda yaşayanların, Öcalan'ın sürekli 'daha rahat fiziksel ortam' istemesini konformist bir tavır olarak algıladığı yönünde bilgiler var.

Kulislerdeki bu bilgi üzerine insan düşünüyor...

Acaba gerçekten; dağdan bakıldığında, Ada'nın öncelikli dertlerinden birinin kişisel konfor olduğu gibi bir izlenim ortaya çıkıyor olabilir mi?

Yazarın Diğer Yazıları

  1. ZIPIR
  2. Siyah-beyaz ölüm-yaşam
  3. Bahçeli’nin kararlılığı
  4. İttifak kulislerinden isimsiz demeçler
  5. Cumhur ittifakındaki bağ pamuk ipliği mi, çelik tel mi?
  6. Küresel liderin bölgesel temasları
  7. Tercih
  8. Siyaset, saygı, üslup
  9. Bu soru bütün Meclis’e
  10. İlk gün mesajları ve soruları

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.