Güzel günler, güneşli günler
.
Sivil toplum Ankara’da buluştu dün. On binlerce insan Sıhhiye Meydanı’ndan buluştu. Bir ‘sağlık’ göstergesi misali…
O on binler, Ay – Yıldızlı bayrağın gölgesinde, Ulus’a yürüdü.
Ulusal egemenliğin doğum yerine, Birinci Meclis’e.
***
Türkiye’nin tanıdığı simalar aynı sloganın altında kolkola girdi:
“Teröre Hayır Kardeşliğe Evet”.
Ve biliyor musunuz; kara bulutlar yoktu dün Ankara semalarında. Günlük güneşlikti hava.
***
Siyasetçiler davetli değildi dünkü yürüyüşe…
Milli irade, onu temsil etme iddiasında olan siyaset kurumuna medeni, nazik bir mesaj veriyordu bence. Seslendirilmeyen, üstü örtülü bir mesaj…
Siyaset kurumunu dışlar bir tavırla değil ama…
Sadece, “Ben biraz yalnız kalmak istiyorum” der gibi…
Dün Ankara’da yaşanan, sivil toplumun bir ‘özgüven tazelemesi’ydi.
***
Katılımcı sayısını da bir yere kadar önemsiyorum, verilen mesajları da…
O insanlarla birlikte, kan ter içinde yürürken gördüklerim esas benim için.
Dağıtılan şapkalardan, ay – yıldızlı olanı kapma heyecanı mesela.
Herhangi bir slogana eşlik etmekten ziyade, önceliği bizatihi orada olmak olanların yüzündeki ifadeyi görmek mesela.
Büyük sermaye sahibi iş dünyasının temsilcileriyle, işçi – memurun yan yana, iç içe, gönül gönüle yürümesi mesela.
***
Birileri, özellikle de sosyal medya üzerinden, küçük görmeye çalışıyor olabilir dün Ankara’daki yürüyüşü.
Birileri kendince eleştirebilir.
Orada olsaydınız, görürdünüz neyin ne olduğunu.
Abartısız, düzenli, sakin ama güçlü yüzbinlerce adım atıldı dün başkentte.
Önemliydi.
Her şeyden önce, toplumun özgüvenini tazelemesi, var ve bütün olduğunu hissetmesi açısından önemliydi.
Hasılı, dün güzel bir gündü.
Güzel, güneşli bir gün…